Fussilet Suresi 50. Ayet Meali

Kur'anı Kerim Meali
Kuran Meali
Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلَئِنْ أَذَقْنَٰهُ رَحْمَةً مِّنَّا مِنۢ بَعْدِ ضَرَّآءَ مَسَّتْهُ لَيَقُولَنَّ هَٰذَا لِى وَمَآ أَظُنُّ ٱلسَّاعَةَ قَآئِمَةً وَلَئِن رُّجِعْتُ إِلَىٰ رَبِّىٓ إِنَّ لِى عِندَهُۥ لَلْحُسْنَىٰ ۚ فَلَنُنَبِّئَنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِمَا عَمِلُوا۟ وَلَنُذِيقَنَّهُم مِّنْ عَذَابٍ غَلِيظٍ
Ve le in ezaknâhu rahmeten minnâ min ba’di darrâe messethu le yekûlenne hâzâ lî ve mâ ezunnus sâate kâimeten ve le in ruci’tu ilâ rabbî inne lî indehu lel husnâ, fe le nunebbiennellezîne keferû bimâ amilû ve le nuzîkannehum min azâbin galîz(galîzin).
Andolsun! Başına gelen bir zarardan sonra kendisine tarafımızdan bir rahmet tattırsak mutlaka “Bu benim hakkımdır, Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Andolsun, Rabbime döndürülürsem, şüphesiz O’nun yanında benim için daha güzel şeyler vardır” der. Andolsun, biz inkâr edenlere yaptıklarını mutlaka haber vereceğiz ve andolsun, onlara mutlaka ağır azaptan tattıracağız.

    Türkçesi

    Arapçası

    Kökü

  • ve eğer
  • وَلَئِنْ
  • biz ona taddırırsak
  • أَذَقْنَاهُ
  • ذ و ق
  • bir rahmet
  • رَحْمَةً
  • ر ح م
  • kendimizden
  • مِنَّا
  • مِنْ
  • sonra
  • بَعْدِ
  • ب ع د
  • bir zarardan
  • ضَرَّاءَ
  • ض ر ر
  • ona dokunan
  • مَسَّتْهُ
  • م س س
  • elbette der ki
  • لَيَقُولَنَّ
  • ق و ل
  • bu
  • هَٰذَا
  • benim hakkımdır
  • لِي
  • ve
  • وَمَا
  • sanmıyorum
  • أَظُنُّ
  • ظ ن ن
  • kıyametin
  • السَّاعَةَ
  • س و ع
  • kopacağını
  • قَائِمَةً
  • ق و م
  • eğer
  • وَلَئِنْ
  • götürülmüş olsam bile
  • رُجِعْتُ
  • ر ج ع
  • إِلَىٰ
  • Rabbime
  • رَبِّي
  • ر ب ب
  • muhakkak
  • إِنَّ
  • benim için vardır
  • لِي
  • O’nun yanında
  • عِنْدَهُ
  • ع ن د
  • daha güzel şeyler
  • لَلْحُسْنَىٰ
  • ح س ن
  • biz mutlaka haber vereceğiz
  • فَلَنُنَبِّئَنَّ
  • ن ب ا
  • kimselere
  • الَّذِينَ
  • inkar edenlere
  • كَفَرُوا
  • ك ف ر
  • بِمَا
  • yaptıklarını
  • عَمِلُوا
  • ع م ل
  • ve mutlaka taddıracağız
  • وَلَنُذِيقَنَّهُمْ
  • ذ و ق
  • -dan
  • مِنْ
  • azab-
  • عَذَابٍ
  • ع ذ ب
  • kaba
  • غَلِيظٍ
  • غ ل ظ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Andolsun! Başına gelen bir zarardan sonra kendisine tarafımızdan bir rahmet tattırsak mutlaka “Bu benim hakkımdır, Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Andolsun, Rabbime döndürülürsem, şüphesiz O’nun yanında benim için daha güzel şeyler vardır” der. Andolsun, biz inkâr edenlere yaptıklarını mutlaka haber vereceğiz ve andolsun, onlara mutlaka ağır azaptan tattıracağız.
  • Diyanet Vakfı: Andolsun ki, kendisine dokunan bir zarardan sonra biz ona bir rahmet tattırırsak: Bu, benim hakkımdır, kıyametin kopacağını sanmıyorum, Rabbime döndürülmüş olsam bile muhakkak O´nun katında benim için daha güzel şeyler vardır, der. Biz, inkâr edenlere yaptıklarını mutlaka haber vereceğiz ve muhakkak onlara ağır azaptan tattıracağız.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Şayet kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona tarafımızdan bir rahmet tattırırsak mutlaka der ki: «Bu benim hakkımdır. Kıyametin başıma dikileceğini (kopacağını) de sanmıyorum. Faraza Rabbime döndürülecek olursam mutlaka benim için O´nun yanında daha güzeli vardır.» Fakat o zaman Biz o inkar edenlere ne yaptıklarını haber vereceğiz ve onlara mutlaka yoğun bir azap tattıracağız.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Andolsun ki kendisine dokunan bir zarardan sonra, biz ona tarafımızdan bir rahmet tattırsak, O: «Bu benim hakkımdır, kıyametin kopacağını da sanmıyorum, Rabbime döndürülmüş olsam bile mutlaka O´nun yanında benim için daha güzel şeyler vardır» der. Biz o inkâr edenlere yaptıkları şeyleri mutlaka haber vereceğiz ve onlara ağır bir azap tattıracağız.
  • Ali Fikri Yavuz: Eğer ona dokunan bir sıkıntıdan sonra, tarafımızdan kendisine bir rahmet taddırırsak, mutlak şöyle der: “-Bu benim hakkım, kıyametin kopacağını zannetmiyorum. (Eğer müslümanların dediği gibi) Rabbime döndürülecek olursam, muhakkak benim için O’nun katında iyi halden en güzeli (cennet) var.” Fakat biz, o kâfir olanlara ne yaptıklarını haber vereceğiz ve onlara muhakkak şiddetli bir azab taddıracağız.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve şayed ona dokunan bir sıkıntıdan sonra tarafımızdan bir rahmet tattırırsak mutlak der ki: bu benim hakkım ve zannetmem ki saat başıma dikilmiş olsun, bilfarz rabbıma döndürülecek olursam muhakkak benim için onun yanında daha güzeli vardır, fakat o vakıt biz o küfredenlere ne yaptıklarını haber vereceğiz ve onlara muhakkak yoğun bir azâb tattıracağız
  • Fizilal-il Kuran: Eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra biz ona bir rahmet taddırırsak: «Bu benim hakkımdır; kıyametin kopacağını sanmıyorum. Rabb´ime götürülmüş olsam bile muhakkak O´nun yanında benim için güzel şeyler vardır» der. Biz inkar edenlere, yaptıklarını mutlaka haber vereceğiz ve mutlaka onlara acı azabdan taddıracağız.
  • Hasan Basri Çantay: Andolsun ki şâyed ona dokunan bir sıkıntıdan sonra kendisine bizden bir rahmet tatdırırsak mutlakaa «Bu, benim hakkımdır. Kıyametin kopacağını zannetmiyorum. Andolsun ki Rabbime döndürül (üb götürül) sem bile hiç şübhesiz, Onun nezdinde benim için daha güzel (hal) vardır» der. Fakat biz, andolsun, o küfredenlere neler yapdıklarını elbette haber vereceğiz. Onlara, andolsun, en çetin bir azâbdan tatdıracağız.
  • İbni Kesir: Oysa ona dokunan bir sıkıntıdan sonra kendisine katımızdan bir rahmet tattırırsak; muhakkak: Bu, benim hakkımdır, kıyametin kopacağını sanmıyorum. Rabbıma döndürülürsem, muhakkak ki O´nun nezdinde de güzel şeyler bulacağım, der. Andolsun ki; Biz, küfredenlere yaptıklarını muhakkak bildireceğiz. Ve andolsun ki; Biz, onlara muhakkak ağır bir azab tattıracağız.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve eğer ona dokunan bir sıkıntıdan sonra tarafımızdan bir rahmet tattırırsak elbette diyecektir ki: «Bu, benim içindir ve zannetmem ki, Kıyamet kâim olacak olsun. Ve Eğer Rabbime döndürülür isem şüphe yok ki, kendim için O´nun yanında bir iyilik vardır.» Fakat o küfre düşmüş olanlara ne yapmış olduklarını elbette haber vereceğiz. Ve elbette onlara pek ağır bir azaptan tattıracağızdır.
  • Tefhim-ul Kuran: Oysa ona dokunan bir zarardan sonra tarafımızdan bir rahmet taddırsak, mutlaka: «Bu benim (hakkım)dır. Ve ben kıyamet saatinin kopacağını da sanmıyorum eğer Rabbime döndürülsem bile, muhakkak O´nun katında benim için daha güzel olanı vardır.» der. Ama andolsun biz, o kâfirlere yapmakta olduklarını haber vereceğiz ve andolsun onlara, en kaba bir azabtan tattıracağız.

Resim yüklenemedi.

Sistemli Evden Eve Taşımacılık

Vaktin Çağrısı

Wholesale B2B Marketplaces

Şehr-i Ramazan