Hûd Suresi 94. Ayet Meali

Kur'anı Kerim Meali
Kuran Meali
Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَلَمَّا جَآءَ أَمْرُنَا نَجَّيْنَا شُعَيْبًا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مَعَهُۥ بِرَحْمَةٍ مِّنَّا وَأَخَذَتِ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ ٱلصَّيْحَةُ فَأَصْبَحُوا۟ فِى دِيَٰرِهِمْ جَٰثِمِينَ
Ve lemmâ câe emrunâ necceynâ ?uayben vellezîne âmenû meahu bi rahmetin minnâ ve ehazetillezîne zalemûssayhatu fe asbahû fî diyârihim câsimîn(câsimîne).
(Azap) emrimiz gelince, Şu’ayb’ı ve onunla birlikte iman edenleri, katımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunç (uğultulu) ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

    Türkçesi

    Arapçası

    Kökü

  • ne zaman ki
  • وَلَمَّا
  • gelince
  • جَاءَ
  • ج ي ا
  • emrimiz
  • أَمْرُنَا
  • ا م ر
  • kurtardık
  • نَجَّيْنَا
  • ن ج و
  • Şuayb’ı
  • شُعَيْبًا
  • ve kimseleri
  • وَالَّذِينَ
  • iman eden(leri)
  • امَنُوا
  • ا م ن
  • onunla birlikte
  • مَعَهُ
  • bir rahmetle
  • بِرَحْمَةٍ
  • ر ح م
  • tarafımızdan
  • مِنَّا
  • ve aldı
  • وَأَخَذَتِ
  • ا خ ذ
  • kimseleri
  • الَّذِينَ
  • zulmeden(leri)
  • ظَلَمُوا
  • ظ ل م
  • bir çığlık
  • الصَّيْحَةُ
  • ص ي ح
  • ve kaldılar
  • فَأَصْبَحُوا
  • ص ب ح
  • فِي
  • yurtlarında
  • دِيَارِهِمْ
  • د و ر
  • diz çökmüç olarak
  • جَاثِمِينَ
  • ج ث م
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: (Azap) emrimiz gelince, Şu’ayb’ı ve onunla birlikte iman edenleri, katımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunç (uğultulu) ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
  • Diyanet Vakfı: Emrimiz gelince, Şuayb´ı ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık; zulmedenleri ise korkunç bir gürültü yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Emrimiz geldjğinde Şu´ayb´ı ve beraberinde iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. O zulmedenleri ise dehşet verici bir ses yakaladı ve yurtlarında çöküp kaldılar.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Ne zaman ki, emrimiz geldi, Şu´ayb ve beraberindeki müminler, tarafımızdan bir rahmet sayesinde kurtuldular. Ve o zalimleri korkunç bir gürültü yakaladı da oldukları yerde çöküp kaldılar.
  • Ali Fikri Yavuz: Azab emrimiz gelince, Şuayb’ı ve beraberinde iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. O zulmedenleri ise, korkunç bir gürültü yakaladı da yurdlarında çöküp helâk oldular.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Vaktâ ki emrimiz geldi Şuaybı ve ma´ıyyetinde iyman edenleri tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık, o zulmedenleri ise, sayha yakaladı da diyarlarında çöke kaldılar
  • Fizilal-il Kuran: Azaba ilişkin emrimiz geldiğinde Şuayb ile beraberindeki mü´minleri, rahmetimizin sonucu olarak kurtardık. O zalimler müthiş bir gürültüye tutuldular da evlerinde, oldukları yerde yığılıp kalıverdiler.
  • Hasan Basri Çantay: Vaktaki (azâb) emrimiz geldi. Hem Şuaybı, hem onun maiyyetinde îman etmiş olanları, bizden bir esirgeme olarak, kurtardık. Zulmedenleri ise korkunç bir ses yakaladı da yurdlarında diz üstü çöke kaldılar (helak oldular).
  • İbni Kesir: Emrimiz gelince; Şuayb´ı ve beraberindeki inananları, katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Zulmedenleri de korkunç bir ses yakaladı ve oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Vaktâ ki emrimiz geldi. Şuayb´ı ve O´nunla beraber imân etmiş olanları Bizden bir rahmet ile necâta erdirdik ve zulmetmiş olanları ise bir korkunç gürültü yakaladı. Artık yurtlarında çökekalmışlar olarak sabahladılar.
  • Tefhim-ul Kuran: Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb´ı ve onunla birlikte iman edenleri kurtardık; o zulme sapanları dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

Resim yüklenemedi.

Sistemli Evden Eve Taşımacılık

Vaktin Çağrısı

Wholesale B2B Marketplaces