Yûnus Suresi Türkçe Meali

  • Yûnus  1: Elif, Lam, Ra. Bunlar hikmetli kitabın ayetleridir.
  • Yûnus  2: İçlerinden bir adama: İnsanları uyar ve iman edenlere Rabbları katında yüksek bir makam olduğunu müjdele, diye vahyettiğimiz insanların tuhafına mı gitti ki kafirler: Bu, apaçık bir büyüdür, dediler.
  • Yûnus  3: Doğrusu sizin Rabbınız, gökleri ve yeri altı günde yaratıp sonra Arş´a hükmeden Allah´tır. İşi düzenler. İzni olmadıktan sonra kimse şefaat edemez. İşte Rabbınız Allah budur. O´na kulluk edin. Öğüt dinlemez misiniz?
  • Yûnus  4: Hepinizin dönüşü O´nadır. Allah´ın vaadi haktır. Doğrusu O, yaratmaya başlar, sonra iman edip iyi amel işleyenlere adaletle karşılık vermek için onu tekrar eder. Küfredenlere de; küfreder olmalarından dolayı kaynar sudan bir içki ve elem verici bir azab vardır.
  • Yûnus  5: Güneşi ziya ayı nur yapan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için aya konak yerleri düzenleyen O´dur. Allah, bunları ancak hak ile yaratmıştır. Bilen insanlar için ayetlerini uzun uzadıya açıklar.
  • Yûnus  6: Gece ile gündüzün değişmesinde; Allah´ın göklerde ve yerde yarattıklarında, sakınan bir kavim için ayetler vardır.
  • Yûnus  7: Muhakkak ki Bize kavuşmayı ummayanlar, dünya hayatından hoşnud olup ona bağlananlar ve ayetlerimizden habersiz bulunanlar;
  • Yûnus  8: İşte kazanır olduklarından dolayı onların varacakları yer, cehennemdir.
  • Yûnus  9: Muhakkak ki iman edip salih amellerde bulunanları; Rabbları imanlarına karşılık doğru yola eriştirir. Na´im cennetlerinde altlarından ırmaklar akar.
  • Yûnus  10: Oradaki duaları: Münezzehsin Allah´ım; dirlik temennileri: Selam sizedir; dualarının sonu ise: Hamd alemlerin Rabbı olan Allah´a mahsusdur.
  • Yûnus  11: Eğer Allah insanlara hayrı çarçabuk istedikleri gibi, şerri de süratle verseydi, süreleri hemen bitmiş olurdu. İşte Biz, Bize kavuşmayı ummayanları böyle azgınlıkları içinde bocalamaya terkederiz.
  • Yûnus  12: İnsan bir sıkıntıya düşünce; yan gelip yattığı veya ayakta bulunduğu anlarda Bize yalvarıp yakarır. Biz, sıkıntısını giderince de; karşılaştığı sıkıntıdan ötürü Bize hiç yalvarmamışa döner. Böylece aşırı gidenlere işledikleri hoş görünür.
  • Yûnus  13: Andolsun ki; sizden önce nice nesilleri zulmettikleri zaman helak ettik. Peygamberleri onlara apaçık delillerle geldikleri halde, onlar inanmamışlardı. İşte Biz, suçlu kavmi böyle cezalandırırız.
  • Yûnus  14: Sonra onların ardından sizi, nasıl davranacağınıza bakmak için yeryüzünde onların yerine getirdik.
  • Yûnus  15: Ayetlerimiz onlara açık açık okununca; Bizimle karşılaşmayı ummayanlar: Bundan başka bir Kur´an getir veya bunu değiştir, dediler. De ki: Onu kendiliğimden değiştirmem olmaz. Ben, ancak bana vahyolunana uyarım. Ben, Rabbıma karşı gelirsem; büyük bir günün azabından korkarım.
  • Yûnus  16: De ki: Allah dileseydi; ben, onu size okumazdım. Ve size hiç bildirmezdim. Daha önce yıllarca aranızda bulundum. Hiç düşünmüyor musunuz?
  • Yûnus  17: Allah´a karşı yalan uyduran veya ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kim olabilir? Suçlular muhakkak ki felaha ermezler.
  • Yûnus  18: Onlar Allah´ı bırakarak; kendilerine fayda da, zarar da vermeyen şeylere taparlar. Bunlar, Allah katında bizim şefaatçılarımızdır, derler. De ki: Siz, Allah´a göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi bildiriyorsunuz? Allah, onların ortak koşmalarından münezzeh ve yücedir.
  • Yûnus  19: İnsanlar tek bir ümmetten başka bir şey değildir. Sonradan ayrılığa düştüler. Eğer Rabbından daha önce bir söz geçmemiş olsaydı; ayrılığa düştükleri şeyler hakkında hüküm çoktan verilmiş olurdu.
  • Yûnus  20: Ona Rabbından bir ayet indirlmeli değil miydi? derler. De ki: Gayb; ancak Allah´a aittir. Bekleyin, doğrusu ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim.
  • Yûnus  21: Kendilerine dokunan sıkıntılardan sonra insanlara bir rahmet tattırdığımızda; hemen ayetlerimize düzen kurmaya çalışırlar. De ki: Düzen kurmada Allah en hızlıdır. Elçilerimiz de kurduğunuz düzenleri hiç şüphesiz yazmaktadırlar.
  • Yûnus  22: Sizi karada ve denizde yürüten O´dur. Gemide bulunduğunuzda geminin onları hoş bir rüzgarla götürdüğünde ve onunla sevindiklerinde; birden şiddetli bir kasırga gelip onları her taraftan dalgaların sardığı ve çepeçevre kuşatıldıklarını sandıkları anda, Allah´ın dinine sarılarak: Bizi bu tehlikeden kurtarırsan; andolsun ki, şükredenlerden oluruz, diye O´na yalvarırlar.
  • Yûnus  23: Allah onları kurtarınca; hemen yeryüzünde haksız yere taşkınlıklara başlarlar. Ey insanlar; yaptığınız taşkınlık aleyhinize, dünya hayatının eğlencesidir. Sonra dönüşünüz, Bizedir. Biz de yapmış olduğunuzu size bildiririz.
  • Yûnus  24: Dünya hayatının misali; sadece gökten indirdiğimiz su gibidir. Onunla, insan ve hayvanların yiyerek beslendikleri bitkiler bol bol yetişir; yeryüzü renk renk, çeşit çeşit masullerle süslenir. Ve yerin sahibleri bütün bunlara kadir olduklarını sandıkları sırada; geceleyin veya gündüzün emrimiz geliverirde orayı hiç birşey bitirmemişe çeviririz. Daha dün birşey yokmuş gibi olur. İşte Biz, ayetlerimizi düşünen insanlar için böylece açıklarız.
  • Yûnus  25: Ve Allah selam yurduna çağırır ve dilediğini dosdoğru yola iletir.
  • Yûnus  26: Güzel davrananlara daha güzeli ve fazlası var. Onların yüzleri ne kararır ne de zilletten kızarır. Onlar cennetin yaranıdırlar. Orada temelli kalacaklardır.
  • Yûnus  27: Kötülükleri kazananlara; kötülükleri kadar ceza verilir. Onların yüzlerini zillet bürür. Allah´a karşı onları savunacak kimse yoktur. Yüzleri, geceden de kara bir parçayla örtülmüş gibidir. İşte bunlar da ateşin yaranıdırlar. Orada temelli kalacaklardır.
  • Yûnus  28: O gün hepsini toplarız. Şirk koşanlara; Siz ve koştuğunuz ortaklar yerlerinize, deriz. Artık onların arasını açmışızdır. Ortakları derler ki: Bize tapmıyordunuz.
  • Yûnus  29: Allah, sizinle bizim aramızda şahid olarak yeter. Sizin tapınmanızdan haberimiz yoktur.
  • Yûnus  30: İşte orada herkes önceden yapmış olduğunu bilir. Gerçek mevlaları olan Allah´a döndürülürler. Uydurdukları şeyler ise kendilerinden kaybolup gider.
  • Yûnus  31: De ki: Gökten ve yerden size rızık veren kimdir? Kulak ve gözlere kim hükmeder? Diriyi ölüden çıkaran, ölüyü de diriden çıkaran kimdir? Her işi düzenleyen kimdir? Onlar: Allah´tır, diyecekler. O halde O´na karşı gelmekten sakınmaz mısınız? de.
  • Yûnus  32: İşte gerçek Rabbınız olan Allah budur. Haktan sonra dalaletten başka ne vardır? O halde nasıl çevriliyorsunuz?
  • Yûnus  33: Böylece, fasık olanların iman etmeyeceklerine dair Rabbının sözü gerçekleşti.
  • Yûnus  34: De ki: Ortaklarınız içinde önce yaratan, sonra bunu tekrar eden var mıdır? De ki: Allah önce yaratır, sonra bunu tekrar eder. Nasıl da döndürülüyorsunuz?
  • Yûnus  35: De ki: Sizin ortaklarınız içinde; hakka ileten var mıdır? De ki: Allah hakka eriştirir. Hakka eriştiren mi, yoksa götürülmeden gidemeyen mi uyulmaya daha layıktır. Ne oluyor size, nasıl hükmediyorsunuz?
  • Yûnus  36: Onların çoğu, sadece zanna tabi olurlar. Şüphe yok ki zann, hakikat karşısında bir şey ifade etmez. Doğrusu Allah, onların bütün işlediklerini bilendir.
  • Yûnus  37: Bu Kur´an, Allah´tan başkası tarafından uydurulmuş değildir. Ancak kendinden evvel geleni tasdik eder ve kitabı uzun uzun açıklar. Onda hiç şüphe yoktur. Alemlerin Rabbındandır.
  • Yûnus  38: Yoksa: Onu uydurdu mu? diyorlar. De ki: Sadıklardan iseniz, onun benzeri bir sure getirin. Ve Allah´tan başka çağırabileceklerinizi de çağırın.
  • Yûnus  39: Hayır, onlar bilgisini kavrayamadıkları, yorumu kendilerine gelmemiş bir şeyi yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna bir bak.
  • Yûnus  40: İçlerinden kimisi buna iman eder, kimisi de iman etmez. Rabbın fesad çıkaranları daha iyi bilir.
  • Yûnus  41: Şayet seni yalanlarlarsa; benim yaptığım bana, sizin yaptığınız sizedir. Siz benim yaptığımdan uzaksınız, ben de sizin yaptığınızdan uzağım, de.
  • Yûnus  42: İçlerinde sana kulak verenler vardır. Fakat sen sağırlara işittirebilir misin? Üstelik akılları da hiç ermiyorsa.
  • Yûnus  43: İçlerinde sana bakanlar da vardır. Körlere sen mi yol göstereceksin? Üstelik hiç görmüyorlarsa.
  • Yûnus  44: Doğrusu Allah insanlara hiç zulmetmez, ama insanlar kendilerine zulmederler.
  • Yûnus  45: O gün, onları sanki dünyada gündüzün sadece bir saat kalmışlar gibi toplayınca; birbirlerini tanırlar. Allah´a kavuşmayı yalan sayanlar ziyana uğramışlardır. Zaten onlar, hidayete ermişler de değillerdi.
  • Yûnus  46: Onlara vaadettiğimizin bir kısmını sana gösteririz veya seni alırız. Onların dönüşü bizedir. Allah onların yaptıklarına şahiddir.
  • Yûnus  47: Her ümmetin bir rasulü vardır. Onların rasulleri gelince aralarında adaletle hükmedilir. Ve asla zulme uğratılmazlar.
  • Yûnus  48: Derler ki: Doğru sözlülerden iseniz bu vaad ne zamanmış?
  • Yûnus  49: De ki: Allah´ın dilemesi dışında, ben; kendime bir fayda ve zarar verecek durumda değilim. Her ümmet için bir sure vardır. Sureleri gelince; ne bir an geciktirilir, ne de öne alınırlar.
  • Yûnus  50: De ki: Görmüyor musunuz, ya Allah´ın azabı size gece veya gündüz gelirse? Suçlular neden bunu acele istiyorlar?
  • Yûnus  51: Gerçekleştikten sonra mı ona inanacaksınız? Hemen şimdi mi. Hani siz onu acele istiyordunuz.
  • Yûnus  52: Sonra zulmetmiş olanlara denilir ki: Sürekli azabı tadın. Yalnız kazanır olduğunuz şeylerle cezalandırılmıyor musunuz?
  • Yûnus  53: O gerçek mi? diye senden haber sorarlar. De ki: Rabbıma andolsun ki o, muhakkak gerçektir. Elbette siz, O´nu aciz bırakacaklar değilsiniz.
  • Yûnus  54: Yeryüzünde bulunan her şey, nefsine zulmeden kimsenin olsaydı, onu fidye verirdi. Azabı gördükleri zaman içlerinde pişmanlık duyarlar. Halbuki onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmolunmuştur.
  • Yûnus  55: Dikkat edin, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah´ındır. Dikkat edin, Allah´ın vaadi şüphesiz bir gerçektir. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.
  • Yûnus  56: Dirilten ve öldüren O´dur. O´na döneceksiniz.
  • Yûnus  57: Ey insanlar; size Rabbınızdan bir öğüt, gçğüslerde olana bir şifa, mü´minler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.
  • Yûnus  58: De ki: Bunlar Allah´ın lütfu ve rahmeti iledir. Sadece bunlarla sevinsinler. O, bütün toplayıp yığdıklarından daha hayırlıdır.
  • Yûnus  59: De ki: Allah´ın size gönderdiği, sizin de bazılarını haram, bazılarını da helal kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz? De ki: Allah mı size izin verdi, yoksa Allah´a iftira mı ediyorsunuz?
  • Yûnus  60: Allah´a karşı yalan uyduranlar, kıyamet gününü ne sanıyorlar? Doğrusu Allah, insanlar hakkında lütuf sahibidir. Fakat onların çoğu şükretmezler.
  • Yûnus  61: Ne işte bulunsan, Kur´an´dan ne okusan ve siz ne iş yaparsanız; yaptıklarınıza daldığınızda mutlaka Biz üzerinizde şahidiz. Yerde ve gökte hiç bir zerre Rabbından gizli değildir. Bundan daha küçüğü de, daha büyüğü de şüphesiz apaçık kitabdadır.
  • Yûnus  62: Dikkat edin, Allah dostlarında hiç bir korku yoktur. Onlar, mahzun da olacak değillerdir.
  • Yûnus  63: Onlar ki iman edip takvaya ermişlerdir.
  • Yûnus  64: Onlar için dünya hayatında da, ahirette de müjde vardır. Allah´ın sözleri değişmez. Bu, büyük kurtuluşun kendisidir.
  • Yûnus  65: Onların sözleri seni üzmesin. Muhakkak ki izzet, bütünüyle Allah´ındır. O, Semi´dir, Alim´dir.
  • Yûnus  66: Dikkat edin; göklerde kim varsa ve yerde kim varsa, hepsi Allah´ındır. Allah´tan başkasına tapanlar, gerçekte Allah´a koştukları ortaklara tabi olmuyorlar, onlar bir takım zannlara uyuyor ve ancak yalan söylüyorlar.
  • Yûnus  67: O´dur size geceyi dinlenesiniz diye karanlık ve gündüzü çalışasınız diye aydınlık kılan. Kulak veren bir kavim için bunlarda ayetler vardır.
  • Yûnus  68: Allah, çocuk edindi, dediler. Haşa, Allah bundan münezzehtir. O, müstağnidir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O´nundur. Bu hususta hiç bir deliliniz yok. Allah hakkında bilmediğiniz şeyi mi söylüyorsunuz?
  • Yûnus  69: De ki: Allah hakkında yalan uyduranlar hiç şüphesiz felah bulmayacaklardır.
  • Yûnus  70: Dünyada biraz faydalanma vardır. Sonra dönüşleri Bizedir. Sonra Biz de küfreder olmalarından dolayı onlara şiddetli azabı tattıracağız.
  • Yûnus  71: Onlara Nuh´un haberini oku. Hani Nuh, kavmine demişti ki: Ey kavmim; aranızda kalmam, Allah´ın ayetlerini hatırlatmam, onlarla öğüt vermem size ağır geliyorsa; ben, Allah´a tevekkül ettim. Siz ve ortaklarınız toplanıp ne yapacağınızı kararlaştırın, içinizde ne tasarlıyorsanız açığa çıkarın, sonra bana mühlet de vermeyerek yapacağınızı yapın.
  • Yûnus  72: Yüz çevirirseniz; zaten ben sizden öğütlerimin karşılığı olarak bir ücret istemedim. Benim ücretim ancak Allah´a aittir. Ben, müslümanlardan olmakla emrolundum.
  • Yûnus  73: Onu yalanladılar; ama Biz, onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık. Bunları yeryüzünün halifeleri yaptık. Ayetlerimizi yalanlayanları ise suda boğduk. Bir bak uyarılanların sonu nice oldu.
  • Yûnus  74: Sonra onun arkasından peygamberleri kavimlerine gönderdik. Onlara apaçık ayetylerle geldiler. Fakat önceden yalanladıkları için inanmadılar. Aşırı gidenlerin kalblerini işte böylece mühürleriz.
  • Yûnus  75: Bunlardan sonra Musa ile Harun´u ayetlerimizle Firavun´a ve erkanına gönderdik. İnanmayı kibirlerine yediremediler. Zaten günahkar bir topluluktular.
  • Yûnus  76: Tarafımızdan kendilerine hak geldiği vakit; doğrusu bu, apaçık bir büyüdür, dediler.
  • Yûnus  77: Musa dedi ki: Hak size geldiğinde mi böyle söylersiniz? Bu mudur büyü? Halbuki büyücüler felah bulmazlar.
  • Yûnus  78: Dediler ki: Siz ikiniz; bizi, babalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan çevirmek ve yeryüzünün büyükleri olmak için mi geldiniz? Biz, size inanmıyoruz.
  • Yûnus  79: Firavun: Bütün bilgin büyücüleri bana getirin, dedi.
  • Yûnus  80: Sihirbazlar gelince, Musa onlara: Atacağınızı atın, dedi.
  • Yûnus  81: Onlar atacaklarını atınca; Musa dedi ki: Bu sizin yaptığınız sihirdir, Allah onu boşa çıkaracaktır. Allah, elbette fesadçıların işini düzeltmez.
  • Yûnus  82: Ve suçlular istemese de Allah, hakkı sözleriyle gerçekleştirir.
  • Yûnus  83: Firavun ve erkanının kendilerine fenalık yapmasından korktuklarından, kavminin bir kısım gençleri dışında kimse Musa´ya iman etmedi. Çünkü Firavun, yeryüzünde çok ululanan ve gerçekten aşırı gidenlerdendi.
  • Yûnus  84: Musa dedi ki: Ey kavmim, eğer siz, gerçekten Allah´a iman etmişseniz ve müslüman olmuşsanız; artık O´na tevekkül edin.
  • Yûnus  85: Onlar da dediler ki: Biz, Allah´a tevekkül ettik. Ey Rabbımız, bizi, o zalimler güruhu ile sınama.
  • Yûnus  86: Merhametinle o kafirler güruhundan bizi kurtar.
  • Yûnus  87: Musa ve kardeşine de vahyettik ki: Mısır´da kavminiz için evler hazırlayın; evlerinizi namazgah edinin namaz kılın. Ve mü´minlere müjdele.
  • Yûnus  88: Musa dedi ki: Rabbımız, doğrusu sen Firavun´a ve erkanına bu dünyada hayatında süsler ve mallar verdin. Rabbımız; Senin yolundan insanları saptırsınlar diye mi? Rabbımız; mallarını yok et, onların kalblerini sık. Çünkü onlar, elim azabı görmedikçe iman etmezler.
  • Yûnus  89: Allah: ikinizin de duası kabul olundu. İkiniz de doğru yolda devam edin ve sakın bilmezlerin yolunu tutmayın, buyurdu.
  • Yûnus  90: İsrailoğullarına da denizi geçirdik. Firavun ve askerleri haksızlık ve düşmanlıkla ardlarına düştüler. Firavun boğulacağı anda: İsrailoğullarının iman ettiğinden başka tanrı olmadığına inandım. Artık ben de müslümanlardanım, dedi.
  • Yûnus  91: Şimdi mi inandın? Daha önce baş kaldırmış ve bozgunculardan olmuştun.
  • Yûnus  92: Senden sonrakilere ayet olman için bu gün senin cesedini kurtaracağız, dedik. Doğrusu insanların çoğu ayetlerimizden gafildirler.
  • Yûnus  93: Biz, İsrailoğullarını güzel bir yere yerleştirmiştik. Onlara tertemiz şeylerden rızıklar verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar hiç ihtilafa düşmediler. Şüphesiz Rabbın, kıyamet günü aralarındaki ihtilaflar hakkında hükmünü verecektir.
  • Yûnus  94: Sana indirdiklerimizden şüphe ediyorsan; senden önce indirdiğimiz kitabları okuyanlara sor. Andolsun ki; sana Rabbından hak gelmiştir. Sakın şüpheye düşenlerden olma.
  • Yûnus  95: Sakın Allah´ın ayetlerini yalan sayanlardan olma, yoksa hüsrana uğrayanlardan olursun.
  • Yûnus  96: Doğrusu, üzerlerine Rabbının sözü hak olanlar inanmazlar.
  • Yûnus  97: Onlara her türlü ayet gelse bile elem verici azabı görünceye kadar.
  • Yûnus  98: İman edip imanı kendisine fayda sağlayan bir kasaba olsaydı ya? Yunus´un kavmi müstesna. Onlar, iman ettikleri zaman üzerlerinden bu dünya hayatında rüsvaylık azabını kaldırdık, bir zamana kadar da kendilerini faydalandırdık.
  • Yûnus  99: Eğer Rabbın dileseydi; yeryüzündeki insanların hepsi iman ederdi. Öyleyse sen mi insanları mü´min olmaları için zorlayacaksın.
  • Yûnus  100: Allah´ın izni olmadan hiç kimse iman edemez. Ve o, pisliği akledemeyenlerin üzerine kılar.
  • Yûnus  101: De ki: Göklerde ve yerde neler var, bir bakın. Fakat bunca ayetler ve uyarılar inanmayanlar güruhuna fayda vermez.
  • Yûnus  102: Kendilerinden önce geçenlerin başlarına gelen günler gibisinden başkasını mı bekliyorlar? De ki: Bekleyin, ben de sizinle beraber beklemekteyim.
  • Yûnus  103: Sonra Biz, peygamberlerimizi ve iman edenleri kurtarırız. Böylece üstümüze bir hak olarak mü´minleri kurtaracağız.
  • Yûnus  104: De ki: Ey insanlar; benim dinimden şüphede iseniz, ben Allah´tan başka taptıklarınıza tapmam. Ancak, sizi öldürecek olan Allah´a kulluk ederim. Ben, mü´minlerden olmakla emrolundum.
  • Yûnus  105: Ve yüzünü tevhid dinine döndür, sakın müşriklerden olma diye.
  • Yûnus  106: Allah´ı bırakıp da sana ne fayda, ne de zarar getirmeyecek olan şeylere tapma. Eğer böyle yapacak olursan; şüphesiz zalimlerden olursun.
  • Yûnus  107: Allah sana bir sıkıntı verirse; onu yine ancak Allah giderir. Sana biri iyilik dilediği takdirde; onun lütfunu geri çevirecek de yoktur. O, bunu kullarından dilediğine verir. O, Gafur´dur, Rahim´dir.
  • Yûnus  108: De ki: Ey insanlar; size Rabbınızdan hak gelmiştir. Artık kim hidayeti kabul ederse; o, ancak kendi faydası için hidayete ermiş, kim de saparsa; kendi zararına sapmış olur. Ben, sizin başınıza bir bekçi değilim.
  • Yûnus  109: Sana vahyedilene uy. Allah hükmünü verinceye kadar sabret. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.
  • Sistemli Evden Eve Taşımacılık

    Vaktin Çağrısı

    Wholesale B2B Marketplaces