Necm 22:
Öyle ise bu çok hayıflı (haksız) bir taksim!
Necm 23:
Onlar hiçbir şey değil, sırf sizin ve babalarınızın taktığı kuru isimlerdir. Allah onlara öyle bir saltanat indirmedi. Onlar yalnız zanna ve nefislerinin sevdasına uyuyorlar. Oysa Rablerinden kendilerine doğru yolu gösteren geldi.
Necm 26:
Göklerde nice melekler vardır ki, Allah´ın dileyip razı olduğuna izin vermeden önce şefaatleri hiçbir işe yaramaz.
Necm 27:
Evet ahirete inanmayanlar meleklere dişi adı takıp duruyorlar.
Necm 28:
Aslında onların buna dair bilgileri yoktu, sadece zanna uyuyorlar. Oysa zan gerçekten yana hiçbir şey ifade etmez.
Necm 29:
O halde sen de Bizi anmaktan yüz çevirip de dünya hayatından ötesini istemeyen kimselere bakma!
Necm 30:
İşte budur onların ilimde erişebildikleri son sınır!. Şüphesiz Rabbin, O en iyi bilendir yolundan sapanı, hem de O en iyi bilendir hidayet yolunu tutanı.
Necm 31:
Bütün göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah´ındır! Sonunda kötülük yapanları yaptıkları ile cezalandıracak; güzellik yapanları da daha güzeliyle mükafatlandıracak!
Necm 32:
Onlar ki günahın büyüklerinden (vebalden) ve çirkef davranışlardan kaçınırlar, ancak ufak tefek kusurlar hariç; şüphesiz ki, Rabbin geniş mağfiretlidir. O sizin her halinizi en iyi bilendir, sizi topraktan meydana getirdiğinde ve sizler analarınızın karınlarında cenin halinde iken. Şimdi nefislerinizi temize çıkarmaya kalkışmayın! O´dur en iyi bilen günahtan korkup sakınanı!