Your browser doesn’t support HTML5 audio
يَسْـَٔلُونَكَ مَاذَا يُنفِقُونَ ۖ قُلْ مَآ أَنفَقْتُم مِّنْ خَيْرٍ فَلِلْوَٰلِدَيْنِ وَٱلْأَقْرَبِينَ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينِ وَٱبْنِ ٱلسَّبِيلِ ۗ وَمَا تَفْعَلُوا۟ مِنْ خَيْرٍ فَإِنَّ ٱللَّهَ بِهِۦ عَلِيمٌ
Yes’elûneke mâzâ yunfikûn(yunfikûne), kul mâ enfaktum min hayrin fe lil vâlideyni vel akrabîne vel yetâmâ vel mesâkîni vebnis sebîl(sebîli), ve mâ tef’alû min hayrin fe innallâhe bihî alîm(alîmun).
Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir.”
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- sana soruyorlar
- يَسْأَلُونَكَ
- س ا ل
- ne
- مَاذَا
- (Allah yolunda) harcayacaklarını
- يُنْفِقُونَ
- ن ف ق
- de ki
- قُلْ
- ق و ل
- şey
- مَا
- vereceğiniz
- أَنْفَقْتُمْ
- ن ف ق
- -dan
- مِنْ
- hayır-
- خَيْرٍ
- خ ي ر
- ana-baba içindir
- فَلِلْوَالِدَيْنِ
- و ل د
- ve yakınlar
- وَالْأَقْرَبِينَ
- ق ر ب
- ve öksüzler
- وَالْيَتَامَىٰ
- ي ت م
- ve yoksullar
- وَالْمَسَاكِينِ
- س ك ن
- وَابْنِ
- ب ن ي
- ve yolda kalmış(lar)
- السَّبِيلِ
- س ب ل
- ve ne
- وَمَا
- yaparsanız
- تَفْعَلُوا
- ف ع ل
- -dan
- مِنْ
- hayır-
- خَيْرٍ
- خ ي ر
- muhakkak
- فَإِنَّ
- Allah
- اللَّهَ
- onunla birlikte
- بِهِ
- bilir
- عَلِيمٌ
- ع ل م
- Diyanet İşleri Başkanlığı: Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir.”
- Diyanet Vakfı: Sana (Allah yolunda) ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: Maldan harcadığınız şey, ebeveyn, yakınlar, yetimler, fakirler ve yolcular için olmalıdır. Şüphesiz Allah yapacağınız her hayrı bilir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Sana Allah yolunda mallarını neye harcayacaklarını sorarlar. De ki: «Vereceğiniz nafaka, ana, baba, en yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak daha ne yaparsanız Allah onu muhakkak bilir.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Ey Muhammed! Sana nereye infak edeceklerini soruyorlar. De ki: Hayır olarak verdiğiniz nafaka, ana baba, yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak daha ne yaparsanız herhalde Allah onu bilir.
- Ali Fikri Yavuz: Ey Rasûlüm, onlar neyi nafaka olarak vereceklerini sana soruyorlar. De ki: “- Maldan vereceğiniz şey, ana-babanın, akrabanın, yetimlerin, yoksulların, yolcunundur. Hayır olarak daha her ne yaparsanız. Cenâb-ı Allah onu bilir ve mükâfatını verir.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Sana soruyorlar: neye infak edecekler? de ki: Verdiğiniz nefaka ana baba, en yakınlar, öksüzler, biçareler, yolda kalmışlar içindir, hayrolarak daha her ne yaparsanız herhalde Allah onu bilir.
- Fizilal-il Kuran: Sana (Allah yolunda) ne harcayacaklarını sorarlar. De ki; «Vereceğiniz mal (hayır) ana- baba, yakın akrabalar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Hiç şüphesiz Allah yaptığınız her hayrı bilir.»
- Hasan Basri Çantay: Onlar, hangi şey´i nafaka olarak vereceklerini sana sorarlar. De ki: «Maldan vereceğiniz şey (evleviyyetle) ananın, babanın, akrabanın, yetimlerin, yoksulların, yol oğlunun (müsâfirin hakkı) dır. Her ne hayır işlerseniz şübhesiz Allah onu çok iyi bilen (mükâfatını veren) dir.
- İbni Kesir: Sana, ne infak edeceklerini soruyorlar. De ki: Hayırdan her ne infak ederseniz, babanın, akrabanın, yetimlerin, yoksulların, yolcuların hakkıdır. Ve her ne hayır işlerseniz, şüphesiz ki Allah, onu bilir.
- Ömer Nasuhi Bilmen: «Ne infak edelim?» diye senden soruyorlar. De ki: «Maldan ne infak ederseniz anababa ile en yakınlar, yetimler, yoksullar, yolcular içindir. Ve hayırdan her ne yaparsanız şüphe yok ki, Allah Teâlâ onu hakkıyla bilir.»
- Tefhim-ul Kuran: Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: «Hayır olarak infak edeceğiniz şey, anne-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yol oğluna (yolda kalmışa) dır. Hayır olarak her ne yaparsanız, Allah onu kuşkusuz bilir.»