İnsân  Suresi: Anlamı, Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve Sesli Dinle

Web Taraycınız bu özelliği desteklemiyor

76-İnsân  Suresi 1. Ayet

  • Hel etâ alel insâni hînun mined dehri lem yekun şey’en mezkûrâ(mezkûren).
  • بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ هَلْ أَتَىٰ عَلَى ٱلْإِنسَٰنِ حِينٌ مِّنَ ٱلدَّهْرِ لَمْ يَكُن شَيْـًٔا مَّذْكُورًا
  • İnsan (henüz) anılır bir şey değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti.

76-İnsân  Suresi 2. Ayet

  • İnnâ halaknel insâne min nutfetin emşâcin nebtelîhi fe cealnâhu semîan basîrâ(basîren).
  • إِنَّا خَلَقْنَا ٱلْإِنسَٰنَ مِن نُّطْفَةٍ أَمْشَاجٍ نَّبْتَلِيهِ فَجَعَلْنَٰهُ سَمِيعًۢا بَصِيرًا
  • Şüphesiz biz insanı, karışım hâlindeki az bir sudan (meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık.

76-İnsân  Suresi 3. Ayet

  • İnnâ hedeynâhus sebîle immâ şâkiren ve immâ kefûrâ(kefûren).
  • إِنَّا هَدَيْنَٰهُ ٱلسَّبِيلَ إِمَّا شَاكِرًا وَإِمَّا كَفُورًا
  • Şüphesiz biz onu (ömür boyu yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder.

76-İnsân  Suresi 4. Ayet

  • İnnâ a’tednâ lil kâfirîne selâsile ve ağlâlen ve seîrâ(seîren).
  • إِنَّآ أَعْتَدْنَا لِلْكَٰفِرِينَ سَلَٰسِلَا۟ وَأَغْلَٰلًا وَسَعِيرًا
  • Şüphesiz biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık.

76-İnsân  Suresi 5. Ayet

  • İnnel ebrâra yeşrebûne min ke’sin kâne mizâcuhâ kâfûrâ(kâfûren).
  • إِنَّ ٱلْأَبْرَارَ يَشْرَبُونَ مِن كَأْسٍ كَانَ مِزَاجُهَا كَافُورًا
  • İyiler ise, katkısı kâfur olan içecekler dolu bir kadehten içerler.

76-İnsân  Suresi 6. Ayet

  • Aynen yeşrebu bihâ ibâdullâhi yufeccirûnehâ tefcîrâ(tefcîren).
  • عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ ٱللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْجِيرًا
  • Bir pınar ki Allah’ın kulları ondan içer, onu (istedikleri şekilde) fışkırtıp akıtırlar.

76-İnsân  Suresi 7. Ayet

  • Yûfûne bin nezri ve yehâfûne yevmen kâne şerruhu mustetîrâ(mustetîren).
  • يُوفُونَ بِٱلنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْمًا كَانَ شَرُّهُۥ مُسْتَطِيرًا
  • O kullar adaklarını yerine getirirler. Kötülüğü her yanı kuşatmış bir günden korkarlar.

76-İnsân  Suresi 8. Ayet

  • Ve yut’imûnet taâme alâ hubbihî miskînen ve yetîmen ve esîrâ(esîren.)
  • وَيُطْعِمُونَ ٱلطَّعَامَ عَلَىٰ حُبِّهِۦ مِسْكِينًا وَيَتِيمًا وَأَسِيرًا
  • Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.

76-İnsân  Suresi 9. Ayet

  • İnnemâ nut’imukum li vechillâhi lâ nurîdu minkum cezâen ve lâ şukûrâ(şukûren).
  • إِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ ٱللَّهِ لَا نُرِيدُ مِنكُمْ جَزَآءً وَلَا شُكُورًا
  • (Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) “Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz.”

76-İnsân  Suresi 10. Ayet

  • İnnâ nehâfu min rabbinâ yevmen abûsen kamtarîrâ(kamtarîren).
  • إِنَّا نَخَافُ مِن رَّبِّنَا يَوْمًا عَبُوسًا قَمْطَرِيرًا
  • “Çünkü biz, asık suratlı, çetin bir günden (o günün azabından dolayı) Rabbimizden korkarız.”

76-İnsân  Suresi 11. Ayet

  • Fe vekâhumullâhu şerra zâlikel yevmi ve lakkâhum nadreten ve surûrâ(surûren).
  • فَوَقَىٰهُمُ ٱللَّهُ شَرَّ ذَٰلِكَ ٱلْيَوْمِ وَلَقَّىٰهُمْ نَضْرَةً وَسُرُورًا
  • Allah da onları o günün kötülüğünden korur ve yüzlerine bir aydınlık ve içlerine bir sevinç verir.

76-İnsân  Suresi 12. Ayet

  • Ve cezâhum bimâ saberû cenneten ve harîrâ(harîren).
  • وَجَزَىٰهُم بِمَا صَبَرُوا۟ جَنَّةً وَحَرِيرًا
  • Sabretmelerine karşılık da onları cennet ve ipek(ten giysiler) ile mükâfatlandırır.

76-İnsân  Suresi 13. Ayet

  • Muttekiîne fîhâ alel erâik(erâiki), lâ yeravne fîhâ şemsen ve lâ zemherîrâ(zemherîren).
  • مُّتَّكِـِٔينَ فِيهَا عَلَى ٱلْأَرَآئِكِ ۖ لَا يَرَوْنَ فِيهَا شَمْسًا وَلَا زَمْهَرِيرًا
  • Orada koltuklar üzerine kurulmuş olarak bulunurlar. Orada ne güneş (yakıcı sıcak) görürler, ne de dondurucu soğuk.

76-İnsân  Suresi 14. Ayet

  • Ve dâniyeten aleyhim zılâluhâ ve zullilet kutûfuhâ tezlîlâ(tezlîlen).
  • وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِلَٰلُهَا وَذُلِّلَتْ قُطُوفُهَا تَذْلِيلًا
  • Üzerlerine cennetin gölgeleri sarkmış, cennetin meyveleri (kolayca alınacak şekilde) yakınlaştırılarak hazırlanmıştır.

76-İnsân  Suresi 15. Ayet

  • Ve yutâfu aleyhim bi âniyetin min fıddatin ve ekvâbin kânet kavârîrâ(kavârîren).
  • وَيُطَافُ عَلَيْهِم بِـَٔانِيَةٍ مِّن فِضَّةٍ وَأَكْوَابٍ كَانَتْ قَوَارِيرَا۠
  • Etraflarında gümüş kaplar, şeffaf kadehler dolaştırılır.

76-İnsân  Suresi 16. Ayet

  • Kâvarîra min fıddatin kadderûhâ takdîrâ(takdîren).
  • قَوَارِيرَا۟ مِن فِضَّةٍ قَدَّرُوهَا تَقْدِيرًا
  • Gümüşten billur kaplar ki, onları (ihtiyaca göre) ölçüp düzenlemişlerdir.

76-İnsân  Suresi 17. Ayet

  • Ve yuskavne fîhâ ke’sen kâne mizâcuhâ zencebîlâ(zencebîlen).
  • وَيُسْقَوْنَ فِيهَا كَأْسًا كَانَ مِزَاجُهَا زَنجَبِيلًا
  • Orada kendilerine, katkısı zencefil olan içecekle dolu bir kâseden içirilir.

76-İnsân  Suresi 18. Ayet

  • Aynen fîhâ tusemmâ selsebîlâ(selsebîlen).
  • عَيْنًا فِيهَا تُسَمَّىٰ سَلْسَبِيلًا
  • Orada bir pınar ki ona “selsebil” adı verilir.

76-İnsân  Suresi 19. Ayet

  • Ve yetûfu aleyhim vildânun muhalledûn(muhalledûne), izâ reeytehum hasibtehum lu’luen mensûrâ(mensûren).
  • ۞ وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَٰنٌ مُّخَلَّدُونَ إِذَا رَأَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤًا مَّنثُورًا
  • Çevrelerinde, gördüğünde saçılmış inciler sanacağın, hep aynı gençlik ve güzellikte kalacak hizmetçiler dolaşır.

76-İnsân  Suresi 20. Ayet

  • Ve izâ reeyte semme reeyte naîmen ve mulken kebîrâ(kebîren).
  • وَإِذَا رَأَيْتَ ثَمَّ رَأَيْتَ نَعِيمًا وَمُلْكًا كَبِيرًا
  • Orada, görünce (sonsuz) nimetler ve büyük bir mülk (hükümranlık) görürsün.

76-İnsân  Suresi 21. Ayet

  • Âliyehum siyâbu sundusin hudrun ve istebrakun ve hullû esâvira min fıddah(fıddatin), ve sekâhum rabbuhum şarâben tahûrâ(tahûren).
  • عَٰلِيَهُمْ ثِيَابُ سُندُسٍ خُضْرٌ وَإِسْتَبْرَقٌ ۖ وَحُلُّوٓا۟ أَسَاوِرَ مِن فِضَّةٍ وَسَقَىٰهُمْ رَبُّهُمْ شَرَابًا طَهُورًا
  • Üstlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır. Gümüş bileziklerle süsleneceklerdir. Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecektir.

76-İnsân  Suresi 22. Ayet

  • İnne hâzâ kâne lekum cezâen ve kâne sa’yukum meşkûrâ(meşkûren).
  • إِنَّ هَٰذَا كَانَ لَكُمْ جَزَآءً وَكَانَ سَعْيُكُم مَّشْكُورًا
  • Onlara şöyle denecektir: “Şüphesiz bu sizin için bir mükâfattır. Çalışma ve çabanız makbul görülmüştür.”

76-İnsân  Suresi 23. Ayet

  • İnnâ nahnu nezzelnâ aleykel kur’âne tenzîlâ(tenzîlen).
  • إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ ٱلْقُرْءَانَ تَنزِيلًا
  • Şüphe yok ki, Kur’an’ı sana elbette biz indirdik biz.

76-İnsân  Suresi 24. Ayet

  • Fasbir li hukmi rabbike ve lâ tutı’minhum âsimen ev kefûrâ(kefûren).
  • فَٱصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعْ مِنْهُمْ ءَاثِمًا أَوْ كَفُورًا
  • O hâlde, Rabbinin hükmüne sabret. Onlardan hiçbir günahkâra ve hiçbir nanköre itaat etme.

76-İnsân  Suresi 25. Ayet

  • Vezkurisme rabbike bukreten ve asîlâ(asîlen).
  • وَٱذْكُرِ ٱسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
  • Sabah akşam Rabbinin adını an.

76-İnsân  Suresi 26. Ayet

  • Ve minel leyli fescud lehu ve sebbihhu leylen tavîlâ(tavîlen).
  • وَمِنَ ٱلَّيْلِ فَٱسْجُدْ لَهُۥ وَسَبِّحْهُ لَيْلًا طَوِيلًا
  • Gecenin bir kısmında O’na secde et; geceleyin de O’nu uzun uzadıya tespih et.

76-İnsân  Suresi 27. Ayet

  • İnne hâulâi yuhıbbûnel âcilete ve yezerûne verâehum yevmen sekîlâ(sekîlen).
  • إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ يُحِبُّونَ ٱلْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَآءَهُمْ يَوْمًا ثَقِيلًا
  • Şunlar (inanmayanlar) dünyayı tercih ediyorlar ve çetin bir günü arkalarına atıyorlar.

76-İnsân  Suresi 28. Ayet

  • Nahnu halaknâhum ve şedednâ esrehum, ve izâ şi’nâ beddelnâ emsâlehum tebdîlâ(tebdîlen).
  • نَّحْنُ خَلَقْنَٰهُمْ وَشَدَدْنَآ أَسْرَهُمْ ۖ وَإِذَا شِئْنَا بَدَّلْنَآ أَمْثَٰلَهُمْ تَبْدِيلًا
  • Onları biz yarattık ve eklemlerini (birbirine) biz bağladık. Dilediğimizde (onları yok eder) yerlerine benzerlerini getiririz.

76-İnsân  Suresi 29. Ayet

  • İnne hâzihî tezkireh(tezkiretun), fe men şâettehaze ilâ rabbihî sebîlâ(sebîlen).
  • إِنَّ هَٰذِهِۦ تَذْكِرَةٌ ۖ فَمَن شَآءَ ٱتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ سَبِيلًا
  • İşte bu bir öğüttür. Dileyen, Rabbine ulaştıran bir yol tutar.

76-İnsân  Suresi 30. Ayet

  • Ve mâ teşâûne illâ en yeşâallâh(yeşâallâhu), innallâhe kâne alîmen hakîmâ(hakîmen).
  • وَمَا تَشَآءُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمًا
  • Allah’ın dilemesi olmadıkça siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

76-İnsân  Suresi 31. Ayet

  • Yudhilu men yeşâu fî rahmetih(rahmetihî), vez zâlimîne eadde lehum azâben elîmâ(elîmen).
  • يُدْخِلُ مَن يَشَآءُ فِى رَحْمَتِهِۦ ۚ وَٱلظَّٰلِمِينَ أَعَدَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًۢا
  • O, dilediği kimseyi rahmetine sokar. Zalimlere ise elem dolu bir azap hazırlamıştır.

Yarınki hayatına şimdiden taşın.

Vaktin Çağrısı

Flashcards for dua, digital product

Şehr-i Ramazan