Mürselat Suresi: Anlamı, Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve Sesli Dinle

Web Taraycınız bu özelliği desteklemiyor

77-Mürselat Suresi 1. Ayet

  • Vel murselâti urfâ(urfen).
  • بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَٱلْمُرْسَلَٰتِ عُرْفًا
  • (1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.

77-Mürselat Suresi 2. Ayet

  • Fel âsıfâti asfâ(asfen).
  • فَٱلْعَٰصِفَٰتِ عَصْفًا
  • (1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.

77-Mürselat Suresi 3. Ayet

  • Vennâşirâti neşren.
  • وَٱلنَّٰشِرَٰتِ نَشْرًا
  • (1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.

77-Mürselat Suresi 4. Ayet

  • Fel fârikâti ferkâ(ferkan).
  • فَٱلْفَٰرِقَٰتِ فَرْقًا
  • (1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.

77-Mürselat Suresi 5. Ayet

  • Fel mulkıyâti zikrâ(zikren).
  • فَٱلْمُلْقِيَٰتِ ذِكْرًا
  • (1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.

77-Mürselat Suresi 6. Ayet

  • Uzren ev nuzrâ(nuzren).
  • عُذْرًا أَوْ نُذْرًا
  • (1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.

77-Mürselat Suresi 7. Ayet

  • İnnemâ tûadûne levâkı’(levâkıun).
  • إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَٰقِعٌ
  • (1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.

77-Mürselat Suresi 8. Ayet

  • Fe izen nucûmu tumiset.
  • فَإِذَا ٱلنُّجُومُ طُمِسَتْ
  • Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman,

77-Mürselat Suresi 9. Ayet

  • Ve izes semâu furicet.
  • وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ فُرِجَتْ
  • Gök yarıldığı zaman,

77-Mürselat Suresi 10. Ayet

  • Ve izel cibâlu nusifet.
  • وَإِذَا ٱلْجِبَالُ نُسِفَتْ
  • Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman,

77-Mürselat Suresi 11. Ayet

  • Ve izer rusulu ukkıtet.
  • وَإِذَا ٱلرُّسُلُ أُقِّتَتْ
  • Peygamberler için (ümmetlerine şahitlik etmek üzere) vakit belirlendiği zaman (kıyamet gerçekleşir).

77-Mürselat Suresi 12. Ayet

  • Li eyyi yevmin uccilet.
  • لِأَىِّ يَوْمٍ أُجِّلَتْ
  • (Bu) hangi güne ertelenmiştir?

77-Mürselat Suresi 13. Ayet

  • Li yevmil fasl(fasli).
  • لِيَوْمِ ٱلْفَصْلِ
  • Hüküm ve ayırım gününe.

77-Mürselat Suresi 14. Ayet

  • Ve mâ edrâke mâ yevmul fasl(fasli).
  • وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا يَوْمُ ٱلْفَصْلِ
  • Hüküm ve ayırım gününü sen ne bileceksin.

77-Mürselat Suresi 15. Ayet

  • Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
  • وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
  • O gün vay yalanlayanların hâline!

77-Mürselat Suresi 16. Ayet

  • E lem nuhlikil evvelîn(evvelîne).
  • أَلَمْ نُهْلِكِ ٱلْأَوَّلِينَ
  • Biz öncekileri helâk etmedik mi?

77-Mürselat Suresi 17. Ayet

  • Summe nutbiuhumul âhırîn(âhırîne).
  • ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ ٱلْءَاخِرِينَ
  • Sonra arkadan gelenleri de onların peşine takacağız.

77-Mürselat Suresi 18. Ayet

  • Kezâlike nef’alu bil mucrimîn(mucrimîne).
  • كَذَٰلِكَ نَفْعَلُ بِٱلْمُجْرِمِينَ
  • Biz suçlulara işte böyle yaparız.

77-Mürselat Suresi 19. Ayet

  • Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
  • وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
  • O gün vay yalanlayanların hâline!

77-Mürselat Suresi 20. Ayet

  • E lem nahlukkum min mâin mehîn(mehînin).
  • أَلَمْ نَخْلُقكُّم مِّن مَّآءٍ مَّهِينٍ
  • Biz sizi bayağı bir sudan (meniden) yaratmadık mı?

77-Mürselat Suresi 21. Ayet

  • Fe cealnâhu fî karârin mekîn(mekînin).
  • فَجَعَلْنَٰهُ فِى قَرَارٍ مَّكِينٍ
  • (21-22) Sonra onu belli bir süreye kadar sağlam bir yerde (ana rahminde) tuttuk.

77-Mürselat Suresi 22. Ayet

  • İlâ kaderin ma’lûm(ma’lûmin).
  • إِلَىٰ قَدَرٍ مَّعْلُومٍ
  • (21-22) Sonra onu belli bir süreye kadar sağlam bir yerde (ana rahminde) tuttuk.

77-Mürselat Suresi 23. Ayet

  • Fe kadernâ fe ni’mel kâdirûn(kâdirûne).
  • فَقَدَرْنَا فَنِعْمَ ٱلْقَٰدِرُونَ
  • Sonra da ona ölçülü bir biçim verdik. Biz ne güzel biçim verenleriz!

77-Mürselat Suresi 24. Ayet

  • Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
  • وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
  • O gün vay yalanlayanların hâline!

77-Mürselat Suresi 25. Ayet

  • E lem nec’alil arda kifâtâ(kifâten).
  • أَلَمْ نَجْعَلِ ٱلْأَرْضَ كِفَاتًا
  • (25-26) Biz yeryüzünü dirileri de ölüleri de toplayan (bir yurt) yapmadık mı?

77-Mürselat Suresi 26. Ayet

  • Ahyâen ve emvâtâ(emvâten).
  • أَحْيَآءً وَأَمْوَٰتًا
  • (25-26) Biz yeryüzünü dirileri de ölüleri de toplayan (bir yurt) yapmadık mı?

77-Mürselat Suresi 27. Ayet

  • Ve cealnâ fîhâ revâsiye şâmihâtin ve eskaynâkum mâen furâtâ(furâten).
  • وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَٰسِىَ شَٰمِخَٰتٍ وَأَسْقَيْنَٰكُم مَّآءً فُرَاتًا
  • Orada sabit yüce dağlar yaratmadık mı, size tatlı bir su içirmedik mi?

77-Mürselat Suresi 28. Ayet

  • Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
  • وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
  • O gün vay yalanlayanların hâline!

77-Mürselat Suresi 29. Ayet

  • İntalikû ilâ mâ kuntum bihî tukezzibûn(tukezzibûne).
  • ٱنطَلِقُوٓا۟ إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ
  • Onlara şöyle denecek: “Yalanlamakta olduğunuz şeye (cehennem azabına) gidin.”

77-Mürselat Suresi 30. Ayet

  • İntalikû ilâ zıllin zî selâsi şuâb(şuâbin).
  • ٱنطَلِقُوٓا۟ إِلَىٰ ظِلٍّ ذِى ثَلَٰثِ شُعَبٍ
  • (30-31) “Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgelendirir ne de alevden korur.”

77-Mürselat Suresi 31. Ayet

  • Lâ zalîlin ve lâ yugnî minel leheb(lehebi).
  • لَّا ظَلِيلٍ وَلَا يُغْنِى مِنَ ٱللَّهَبِ
  • (30-31) “Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgelendirir ne de alevden korur.”

77-Mürselat Suresi 32. Ayet

  • İnnehâ termî bi şerarin kel kasr(kasri).
  • إِنَّهَا تَرْمِى بِشَرَرٍ كَٱلْقَصْرِ
  • Şüphesiz cehennem, her biri saray büyüklüğünde kıvılcımlar saçar.

77-Mürselat Suresi 33. Ayet

  • Ke ennehu cimâletun sufr(sufrun).
  • كَأَنَّهُۥ جِمَٰلَتٌ صُفْرٌ
  • Bunlar sanki birer kızıl devedir.

77-Mürselat Suresi 34. Ayet

  • Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
  • وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
  • O gün vay yalanlayanların hâline!

77-Mürselat Suresi 35. Ayet

  • Hâzâ yevmu lâ yentıkûn(yentıkûne).
  • هَٰذَا يَوْمُ لَا يَنطِقُونَ
  • Bu, konuşamayacakları gündür.

77-Mürselat Suresi 36. Ayet

  • Ve lâ yu’zenu lehum fe ya’tezirûn(ya’tezirûne).
  • وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ
  • Onlara izin de verilmez ki, özür dilesinler.

77-Mürselat Suresi 37. Ayet

  • Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
  • وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
  • O gün vay yalanlayanların hâline!

77-Mürselat Suresi 38. Ayet

  • Hâzâ yevmul fasl(fasli), cema’nâkum vel evvelîn(evvelîne).
  • هَٰذَا يَوْمُ ٱلْفَصْلِ ۖ جَمَعْنَٰكُمْ وَٱلْأَوَّلِينَ
  • Bu, hüküm ve ayırma günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya toplamışızdır.

77-Mürselat Suresi 39. Ayet

  • Fe in kâne lekum keydun fe kîdûn(kîdûni).
  • فَإِن كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَكِيدُونِ
  • Eğer bir tuzağınız varsa, haydi bana tuzak kurun!

77-Mürselat Suresi 40. Ayet

  • Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
  • وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
  • O gün vay yalanlayanların hâline!

77-Mürselat Suresi 41. Ayet

  • İnnel muttekîne fî zılâlin ve uyûn(uyûnin).
  • إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى ظِلَٰلٍ وَعُيُونٍ
  • Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, gölgeler içinde ve pınar başlarındadırlar.

77-Mürselat Suresi 42. Ayet

  • Ve fevâkihe mimmâ yeştehûn(yeştehûne).
  • وَفَوَٰكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَ
  • Canlarının çektiği meyveler içerisindedirler.

77-Mürselat Suresi 43. Ayet

  • Kulû veşrebû henîen bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
  • كُلُوا۟ وَٱشْرَبُوا۟ هَنِيٓـًٔۢا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
  • “Yapmakta olduğunuz şeylere karşılık afiyetle yiyin için.”

77-Mürselat Suresi 44. Ayet

  • İnnâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).
  • إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ
  • Şüphesiz biz iyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız.

77-Mürselat Suresi 45. Ayet

  • Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
  • وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
  • O gün vay yalanlayanların hâline!

77-Mürselat Suresi 46. Ayet

  • Kulû ve temetteû kalîlen innekum mucrimûn(mucrimûne).
  • كُلُوا۟ وَتَمَتَّعُوا۟ قَلِيلًا إِنَّكُم مُّجْرِمُونَ
  • Ey inkâr edenler! (Dünyada) yiyin ve birazcık yararlanın! Şüphesiz sizler suçlularsınız.

77-Mürselat Suresi 47. Ayet

  • Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
  • وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
  • O gün vay yalanlayanların hâline!

77-Mürselat Suresi 48. Ayet

  • Ve izâ kîle lehumurkeû lâ yerkeûn(yerkeûne).
  • وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱرْكَعُوا۟ لَا يَرْكَعُونَ
  • Onlara, “Rükû edin (namaz kılın)” dendiği zaman rükû etmezler.

77-Mürselat Suresi 49. Ayet

  • Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
  • وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
  • O gün vay yalanlayanların hâline!

77-Mürselat Suresi 50. Ayet

  • Fe bi eyyi hadîsin ba’dehu yu’minûn(yu’minûne).
  • فَبِأَىِّ حَدِيثٍۭ بَعْدَهُۥ يُؤْمِنُونَ
  • Onlar artık ondan (Kur’an’dan) sonra hangi söze inanacaklar?

Yarınki hayatına şimdiden taşın.

Vaktin Çağrısı

Flashcards for dua, digital product

Şehr-i Ramazan