Your browser doesn’t support HTML5 audio
إِذْ يَغْشَى ٱلسِّدْرَةَ مَا يَغْشَىٰ
İz yagşes sidrete mâ yagşâ.
O zaman Sidre’yi kaplayan kaplamıştı.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- hani
- إِذْ
- kaplıyordu
- يَغْشَى
- غ ش و
- Sidre’yi
- السِّدْرَةَ
- س د ر
- مَا
- kaplayan
- يَغْشَىٰ
- غ ش و
- Diyanet İşleri Başkanlığı: O zaman Sidre’yi kaplayan kaplamıştı.
- Diyanet Vakfı: Sidre´yi kaplayan kaplamıştı.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): O zaman ki, o Sidre´yi bürüyen bürüyordu.
- Elmalılı Hamdi Yazır: Sidre´yi kaplayan kaplıyordu.
- Ali Fikri Yavuz: O dem ki, Sidre’yi bürüyen bürüyordu, (çepçevre meleklerle kaplanmıştı)...
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): O dem ki o Sidreyi bürüyen bürüyordu
- Fizilal-il Kuran: O sırada ağacı yaman bir şey bürümüştü.
- Hasan Basri Çantay: O (gördüğü) zaman Sidreyi bürüyordu onu bürümekde olan.
- İbni Kesir: O zaman Sidre´yi bürümekte olan bürüyordu.
- Ömer Nasuhi Bilmen: (16-17) O vakit ki, Sidre´yi bürüyen bürüyordu. Göz ne çevrildi ve ne de tecavüz etti.
- Tefhim-ul Kuran: Sidreyi örten örtmekte iken,
Resim yüklenemedi.