Sebe Suresi 3. Ayet Meali

Kur'anı Kerim Meali
Kuran Meali
Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لَا تَأْتِينَا ٱلسَّاعَةُ ۖ قُلْ بَلَىٰ وَرَبِّى لَتَأْتِيَنَّكُمْ عَٰلِمِ ٱلْغَيْبِ ۖ لَا يَعْزُبُ عَنْهُ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَلَا فِى ٱلْأَرْضِ وَلَآ أَصْغَرُ مِن ذَٰلِكَ وَلَآ أَكْبَرُ إِلَّا فِى كِتَٰبٍ مُّبِينٍ
Ve kâlellezîne keferû lâ te’tînes sâah(sâatu), kul belâ ve rabbî le te’tiyennekum âlimil gayb(gaybi), lâ ya’zubu anhu miskâlu zerretin fîs semâvâti ve lâ fîl ardı ve lâ asgaru min zâlike ve lâ ekberu illâ fî kitâbin mubîn(mubînin).
İnkâr edenler, “Kıyamet bize gelmeyecektir” dediler. De ki: “Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbime andolsun ki, Kıyamet size mutlaka gelecektir. Ne göklerde ve ne de yerde zerre ağırlığında bir şey bile O’ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi apaçık bir kitaptadır.”

    Türkçesi

    Arapçası

    Kökü

  • ve dediler ki
  • وَقَالَ
  • ق و ل
  • kimseler
  • الَّذِينَ
  • inkar eden(ler)
  • كَفَرُوا
  • ك ف ر
  • لَا
  • bize gelmez
  • تَأْتِينَا
  • ا ت ي
  • sa’at
  • السَّاعَةُ
  • س و ع
  • de ki
  • قُلْ
  • ق و ل
  • hayır
  • بَلَىٰ
  • Rabbim hakkı için
  • وَرَبِّي
  • ر ب ب
  • o mutlaka size gelecektir
  • لَتَأْتِيَنَّكُمْ
  • ا ت ي
  • bilen
  • عَالِمِ
  • ع ل م
  • gaybı
  • الْغَيْبِ
  • غ ي ب
  • لَا
  • gizli kalmaz
  • يَعْزُبُ
  • ع ز ب
  • O’ndan
  • عَنْهُ
  • ağırlığınca
  • مِثْقَالُ
  • ث ق ل
  • zerre
  • ذَرَّةٍ
  • ذ ر ر
  • olan
  • فِي
  • göklerde
  • السَّمَاوَاتِ
  • س م و
  • ne de
  • وَلَا
  • olan
  • فِي
  • yerde
  • الْأَرْضِ
  • ا ر ض
  • ve yoktur
  • وَلَا
  • küçük
  • أَصْغَرُ
  • ص غ ر
  • مِنْ
  • bundan
  • ذَٰلِكَ
  • ve yoktur
  • وَلَا
  • büyük
  • أَكْبَرُ
  • ك ب ر
  • ki olmasın
  • إِلَّا
  • فِي
  • bir Kitapta
  • كِتَابٍ
  • ك ت ب
  • apaçık
  • مُبِينٍ
  • ب ي ن
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: İnkâr edenler, “Kıyamet bize gelmeyecektir” dediler. De ki: “Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbime andolsun ki, Kıyamet size mutlaka gelecektir. Ne göklerde ve ne de yerde zerre ağırlığında bir şey bile O’ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi apaçık bir kitaptadır.”
  • Diyanet Vakfı: İnkârcılar: Kıyamet bize gelmeyecek, dediler. De ki: Hayır! Gaybı bilen Rabbim hakkı için o, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile O´ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de şüphesiz, apaçık kitaptadır (yazılıdır).
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Küfredenler ise: «Bize o kıyamet gelmez.» dediler. De ki: «Hayır, gaybı bilen Rabbime yemin ederim ki, o size kesinlikle gelecektir. O´nun ilminden göklerde ve yerde zerre kadar birşey kaçmaz. Ondan daha küçüğü de, daha büyüğü de hep apaçık bir kitaptadır.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: İnkâr edenler: «Bize o kıyamet saati gelmez.» dediler. De ki: «Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbim hakkı için kıyamet size mutlaka gelecektir. O´nun ilminden göklerde ve yerde zerre kadar bir şey kaçmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi muhakkak açık bir kitaptadır.»
  • Ali Fikri Yavuz: Kâfir olanlar ise şöyle dediler: “- Bize, o kıyamet vakti gelmiyecek.” (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “-Öyle değil, doğrusu gaybi bilen Rabbim hakkı için, kıyamet muhakkak size gelecektir. O’ndan (Rabbimin ilminden), göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey kaçmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa hepsi muhakkak bir Kitab-ı Mübîn’dedir= Levh-i Mahfuz’da yazılıdır.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Küfredenler ise «bize o saat gelmez» dediler, de ki hayır, rabbım hakkı için o size behemehal gelecek, gaybi bilen rabbım ki ondan Göklerde ve Yerde zerre mikdarı bir şey kaçmaz, ne ondan daha küçüğü, ne de daha büyüğü, hepsi mutlak bir «kitabı mübîn» dedir
  • Fizilal-il Kuran: Kâfirler; «Kıyamet anı hiç gelmeyecek» dediler. Onlara de ki: «Hayır, gaybın bilgisi tekelinde olan Rabb´im adına yemin ederim ki, o an mutlaka gelecektir. Göklerdeki ve yerdeki zerre kadar küçük bir nesne ya da zerrenin daha küçüğü ve daha büyüğü O´nun bilgisi dışında değildir, bunların tümü apaçık bir kitaptadır.»
  • Hasan Basri Çantay: Küfredenler: «O saat bize gelmeyecek» dedi (ler). Sen de ki (Habîbim): «Hayır, ğaybı bilen Rabbim hakkıyçün o, size mutlakaa gelecekdir. Ne göklerde, ne yerde bir zerre mıkdârı Ondan (Onun ilminden) kaçmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük (hiçbir şey) müstesna olmamak üzere (hepsi) muhakkak apaçık bir kitabda (yazılıdır).
  • İbni Kesir: Küfredenler dediler ki: Kıyamet saatı bize gelmeyecektir. De ki: Hayır, gaybı Rabbıma andolsun ki; o saat muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar olanlar bile O´nun ilminin dışında değildir. Ondan daha küçüğü de, büyüğü de istisnasız, mutlaka apaçık kitabtadır.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve kâfir olanlar dedi ki: «Bize o saat gelmeyecektir.» De ki: «Hayır, gaybı bilen Rabbime andolsun ki elbette size gelecektir.» Ondan ne göklerde ve ne de yerde bir zerre miktarı ve ondan daha küçük ve daha büyük bir şey uzaklaşamaz; hepsi de ancak apaçık gösteren bir kitaptadır.
  • Tefhim-ul Kuran: Küfre sapanlar, dediler ki: «Kıyamet saati bize gelmez.» De ki: «Hayır, gaybı bilen Rabbime andolsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiç bir şey O´ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır.»

Sistemli Evden Eve Taşımacılık

Vaktin Çağrısı

Wholesale B2B Marketplaces