Your browser doesn’t support HTML5 audio
قَالُوا۟ بَلْ وَجَدْنَآ ءَابَآءَنَا كَذَٰلِكَ يَفْعَلُونَ
Kâlû bel vecednâ âbâenâ kezâlike yef’alûn(yef’alûne).
“Hayır, ama biz babalarımızı böyle yaparken bulduk” dediler.
Türkçesi
Arapçası
Kökü
- dediler
- قَالُوا
- ق و ل
- hayır
- بَلْ
- bulduk
- وَجَدْنَا
- و ج د
- babalarımızı
- ابَاءَنَا
- ا ب و
- böyle
- كَذَٰلِكَ
- yaparlarken
- يَفْعَلُونَ
- ف ع ل
- Diyanet İşleri Başkanlığı: “Hayır, ama biz babalarımızı böyle yaparken bulduk” dediler.
- Diyanet Vakfı: Şöyle cevap verdiler: Hayır, ama biz babalarımızı böyle yapar bulduk.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Hayır, biz atalarımızı böyle yaparken bulduk, dediler.
- Elmalılı Hamdi Yazır: «Yok, dediler, ama biz babalarımızı böyle yapar bulduk.»
- Ali Fikri Yavuz: Dediler ki: “- Hayır (bize cevab vermezler, fayda ve zararları da dokunmaz), ancak biz, babalarımızı böyle yapıyorlar bulduk.
- Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Yok dediler: atalarımızı bulduk, böyle yapıyorlardı
- Fizilal-il Kuran: Onlar, «Hayır ama, atalarımızın böyle yaptıklarını gördük» dediler.
- Hasan Basri Çantay: Dediler ki: «Hayır, biz babalarımızı böyle bulduk (onlar da) böyle yapıyorlar (dı)».
- İbni Kesir: Demişlerdi ki: Hayır. Atalarımızı böyle yapar gördük.
- Ömer Nasuhi Bilmen: Dediler ki: «Yok, biz babalarımızı böylece yaparlar bulduk.»
- Tefhim-ul Kuran: «Hayır» dediler. «Biz atalarımızı böyle yaparlarken bulduk.»
Resim yüklenemedi.