Nisâ Suresi 91. Ayet Meali

Your browser doesn’t support HTML5 audio
سَتَجِدُونَ ءَاخَرِينَ يُرِيدُونَ أَن يَأْمَنُوكُمْ وَيَأْمَنُوا۟ قَوْمَهُمْ كُلَّ مَا رُدُّوٓا۟ إِلَى ٱلْفِتْنَةِ أُرْكِسُوا۟ فِيهَا ۚ فَإِن لَّمْ يَعْتَزِلُوكُمْ وَيُلْقُوٓا۟ إِلَيْكُمُ ٱلسَّلَمَ وَيَكُفُّوٓا۟ أَيْدِيَهُمْ فَخُذُوهُمْ وَٱقْتُلُوهُمْ حَيْثُ ثَقِفْتُمُوهُمْ ۚ وَأُو۟لَٰٓئِكُمْ جَعَلْنَا لَكُمْ عَلَيْهِمْ سُلْطَٰنًا مُّبِينًا
Setecidûne âharîne yurîdûne en ye’menûkum ve ye’menû kavmehum kullemâ ruddû ilel fitneti urkisû fîhâ, fe in lem ya’tezilûkum ve yulkû ileykumus seleme ve yekuffû eydiyehum fe huzûhum vaktulûhum haysu sekıftumûhum ve ulâikum cealnâ lekum aleyhim sultânen mubînâ(mubînen).
Diğer birtakım kimselerin de hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak istediklerini göreceksin. Bunlar küfre her döndürüldüklerinde ona atılırlar. Eğer bunlar sizden uzak durmazlar, sizinle barış içinde yaşamak istemezler, ellerini savaştan çekmezlerse, onları yakalayın ve onları nerede bulursanız öldürün. İşte bunlara karşı size apaçık bir yetki verdik.

    Türkçesi

    Arapçası

    Kökü

  • bulacaksınız
  • سَتَجِدُونَ
  • و ج د
  • başkalarını
  • اخَرِينَ
  • ا خ ر
  • ister
  • يُرِيدُونَ
  • ر و د
  • أَنْ
  • sizden emin olmak
  • يَأْمَنُوكُمْ
  • ا م ن
  • ve emin olmak
  • وَيَأْمَنُوا
  • ا م ن
  • kendi toplumlarından
  • قَوْمَهُمْ
  • ق و م
  • her ne zaman
  • كُلَّ
  • ك ل ل
  • ne
  • مَا
  • götürülseler
  • رُدُّوا
  • ر د د
  • إِلَى
  • fitneye
  • الْفِتْنَةِ
  • ف ت ن
  • başaşağı atılırlar
  • أُرْكِسُوا
  • ر ك س
  • (fitnenin) içine
  • فِيهَا
  • eğer
  • فَإِنْ
  • لَمْ
  • sizden uzak durmazlarsa
  • يَعْتَزِلُوكُمْ
  • ع ز ل
  • ve istemezlerse
  • وَيُلْقُوا
  • ل ق ي
  • sizinle
  • إِلَيْكُمُ
  • barış içinde yaşamak
  • السَّلَمَ
  • س ل م
  • (saldırıdan) çekmezlerse
  • وَيَكُفُّوا
  • ك ف ف
  • ellerini
  • أَيْدِيَهُمْ
  • ي د ي
  • onları yakalayın
  • فَخُذُوهُمْ
  • ا خ ذ
  • ve öldürün
  • وَاقْتُلُوهُمْ
  • ق ت ل
  • nerede
  • حَيْثُ
  • ح ي ث
  • bulursanız
  • ثَقِفْتُمُوهُمْ
  • ث ق ف
  • işte öylelerine
  • وَأُولَٰئِكُمْ
  • verdik
  • جَعَلْنَا
  • ج ع ل
  • size
  • لَكُمْ
  • karşı
  • عَلَيْهِمْ
  • bir yetki
  • سُلْطَانًا
  • س ل ط
  • açık
  • مُبِينًا
  • ب ي ن
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Diğer birtakım kimselerin de hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak istediklerini göreceksin. Bunlar küfre her döndürüldüklerinde ona atılırlar. Eğer bunlar sizden uzak durmazlar, sizinle barış içinde yaşamak istemezler, ellerini savaştan çekmezlerse, onları yakalayın ve onları nerede bulursanız öldürün. İşte bunlara karşı size apaçık bir yetki verdik.
  • Diyanet Vakfı: Hem sizden hem de kendi toplumlarından emin olmak isteyen başkalarını da bulacaksınız. Bunlar her ne zaman fitneye götürülseler ona baş aşağı dalarlar (daldırılırlar). Eğer sizden uzak durmaz, sulh teklif etmez ve ellerini çekmezlerse onları yakalayın, rastladığınız yerde öldürün. İşte onlar üzerine sizin için apaçık yetki verdik.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Diğer bir takımını da hem sizden emin kalmak hem de kendi milletinden güven içinde olmayı ister halde bulacaksın. Fitneye sürüklendikçe de döner döner içine atılırlar. Eğer bunlar sizden çekinmez ve barışa yanaşıp saldırıdan geri durmazlarsa, kendilerini bulduğunuz yerde yakalayıp öldürün. İşte bunların aleyhine size açık bir yetki verdik.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Diğer birtakım kimseleri de bulacaksınız ki; hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak isterler. Fitne için her davet olunuşlarında onun içine başaşağı dalarlar. Eğer bunlar sizden çekinmezlerse, kendilerini bulduğunuz yerde yakalayın ve öldürün. İşte bunlar aleyhinde size açık bir ferman verdik.
  • Ali Fikri Yavuz: Diğer bir takım kimseleri de bulacaksınız ki, hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin kalmak isterler. Her ne zaman fitneye çağırılırlarsa, o tarafa döner, içine düşerler. Eğer bunlar sizden çekinmezler, barışınıza yatıp taarruzdan ellerini çekmezlerse, kendilerini bulduğunuz yerde yakalayın ve öldürün. İşte bunlar aleyhinde size açık bir ferman ve salâhiyyet verdik.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Diğer bir takımlarını bulacaksınız ki hem sizden emin olmak hem de kavmlerinden emin kalmak isterler, fitneye sevkedildikce de döner döner içine atılırlar, eğer bunlar sizden çekinmezler ve sulha yatıb taarruzdan ellerini çekmezlerse kendilerini bulduğunuz yerde yakalayın ve öldürün, işte bunlar aleyhinde size açık bir ferman verdik
  • Fizilal-il Kuran: Bir de hem sizden ve hem de tuttukları gruptan yana güven içinde olmak isteyen başka birtakım kimselere rastlayacaksınız. Bunlar ne zaman fitneye, bozgunculuğa itilseler ona balıklama dalarlar. Eğer bunlar sizden uzak durmaz size barış teklifi getirerek savaştan el çekmezlerse onları yakalayınız ve nerede bulursanız öldürünüz. Onlara karşı size apaçık bir yetki verdik.
  • Hasan Basri Çantay: Diğer bir takımını da şu halde bulacaksınız: Onlar hem sizden emîn olmak, hem kendi kavmlerinden emîn olmak isterler. Ne zaman fitneye döndürülürler (sevk-u davet edilirler) se onun içine baş aşağı atılırlar. Öyle ise onlar sizi bırakıb bir tarafa çekilmezler, barışı size bırakmazlar, ellerini çekmezlerse onları nerede bulursanız yakalayıb tutun, onları öldürün. İşte size onlar, hakkında apaçık bir hüccet (ve salâhiyyet) verdik.
  • İbni Kesir: Diğerlerinin de sizden ve kendi milletlerinden güvende olmayı istediklerini göreceksiniz. Fitneciliğe çağırıldıklarında ona can atarlar. Eğer sizden uzak durmazlar, barış teklif etmezler ve sizinle savaşmaktan geri durmazlarsa; onları tutun ve bulduğunuz yerde öldürün. İşte onların aleyhlerine, size apaçık ferman verdik.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Başka bir tâife de bulacaksınız ki, onlar hem sizden emin olmayı ve hem de kavimlerinden emin bulunmayı dilerler. Fitneye her sevkedildikleri zaman da onun içine başaşağı atılırlar. Artık onlar sizden çekinmezlerse ve barışı size bırakmazlarsa ve ellerini çekmezlerse onları her nerede ele geçirirseniz tutunuz ve öldürünüz. İşte sizin için onların aleyhine apaçık bir ferman verdik.
  • Tefhim-ul Kuran: Diğerlerinin de sizden ve kendi kavimlerinden güvende olmayı istiyor bulacaksınız. (Ama) Fitneye her geri çağrılışlarında içine başaşağı (balıklama) dalarlar. Şayet sizden uzak durmaz, barış (şartların) ı size bırakmaz ve ellerini çekmezlerse, artık onları her nerede bulursanız tutun ve onları öldürün. İşte size, onların aleyhinde apaçık olan ´destekleyici bir delil´ kıldık.

Resim yüklenemedi.

Yarınki hayatına şimdiden taşın.

Vaktin Çağrısı

Flashcards for dua, digital product

Şehr-i Ramazan