Âli İmrân Suresi 66. Ayet Meali

Your browser doesn’t support HTML5 audio
هَٰٓأَنتُمْ هَٰٓؤُلَآءِ حَٰجَجْتُمْ فِيمَا لَكُم بِهِۦ عِلْمٌ فَلِمَ تُحَآجُّونَ فِيمَا لَيْسَ لَكُم بِهِۦ عِلْمٌ ۚ وَٱللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ
Hâ entum hâulâi hâcectum fî mâ lekum bihî ilmun fe lime tuhâccûne fî mâ leyse lekum bihî ilm(ilmun), vallâhu ya’lemu ve entum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
İşte siz böyle kimselersiniz! Diyelim ki biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız. Ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.

    Türkçesi

    Arapçası

    Kökü

  • işte siz böylesiniz
  • هَا أَنْتُمْ
  • o kimseler ki
  • هَٰؤُلَاءِ
  • tartışıyorsunuz
  • حَاجَجْتُمْ
  • ح ج ج
  • olan şey
  • فِيمَا
  • sizin
  • لَكُمْ
  • onun (hakkında)
  • بِهِ
  • biraz bilginiz
  • عِلْمٌ
  • ع ل م
  • ama neden?
  • فَلِمَ
  • tartışıyorsunuz
  • تُحَاجُّونَ
  • ح ج ج
  • hakkında
  • فِيمَا
  • olmayan
  • لَيْسَ
  • ل ي س
  • sizin
  • لَكُمْ
  • onun (hakkında)
  • بِهِ
  • bilginiz
  • عِلْمٌ
  • ع ل م
  • Allah
  • وَاللَّهُ
  • bilir
  • يَعْلَمُ
  • ع ل م
  • ve siz
  • وَأَنْتُمْ
  • لَا
  • bilmezsiniz
  • تَعْلَمُونَ
  • ع ل م
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: İşte siz böyle kimselersiniz! Diyelim ki biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız. Ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.
  • Diyanet Vakfı: İşte siz böyle kimselersiniz! Hadi hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda tartıştınız; fakat bilgi sahibi olmadığınız konuda niçin tartışıyorsunuz! Oysa ki Allah, her şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İşte siz öylesiniz, diyelim ki, biraz bilginiz olan konuda tartıştınız. Ama hiç bilginiz olmayan konuda ne diye tartışırsınız? Oysa Allah bilir, siz ise bilmiyorsunuz.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: İşte siz böylesiniz. Haydi biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız, ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.
  • Ali Fikri Yavuz: İşte siz, o kimselersiniz ki, hakkında biraz bilgi sahibi olduğunuz şeyde (kitabınızda olan âhir zaman Peygamberine âit vasıflarda) niçin münakaşa ettiniz; ya hiç bir bilginiz olmayan şeyde (İbrahim’in dini hakkında) niçin münakaşa edersiniz? Allah hakikati bilir; halbuki siz bilmezsiniz.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İşte siz öylesiniz, haydi biraz bilginiz olan şeyde münakaşa etdiniz, ya hiç bir ilminiz olmıyan şeyde niçin münakaşa edersiniz? Halbuki Allah bilir siz bilmiyorsunuz
  • Fizilal-il Kuran: Diyelim ki, hakkında bilgi sahibi olduğunuz İsa konusu üzerinde tartıştınız. Peki hiç bilmediğiniz bir konu üzerinde ne diye tartışıyorsunuz? Allah bilir fakat siz bilmezsiniz.
  • Hasan Basri Çantay: İşte sizler onlarsınız ki hakkında (biraz) bilginiz olan şeyde (haydi) çekişdiniz (diyelim, ya) hiç bilgi (niz) olmayanlar hakkında haalâ neye çekişib duruyorsunuz? Halbuki (her şey´i) Allah bilir, siz bilmezsiniz.
  • İbni Kesir: Siz, hadi bilginiz olan şey üzerine münakaşa eden kimselersiniz. Ya bilginiz olmayan şey üzerine niçin münakaşa ediyorsunuz? Halbuki Allah bilir, siz bilmezsiniz.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: İşte siz o kimselersiniz ki, sizin için kendisine dair bilgi bulunan şeyde mücadelede bulundunuz. Artık sizin için kendisine ait bilgi bulunmayan şey hakkında ne için mücadelede bulunuyorsunuz? Halbuki Allah Teâlâ bilir, siz bilmezsiniz.
  • Tefhim-ul Kuran: İşte sizler böylesiniz; (diyelim ki) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hakkında hiç bilginiz olmayan şey konusunda ne diye tartışıp duruyorsunuz? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz.

Resim yüklenemedi.

Yarınki hayatına şimdiden taşın.

Vaktin Çağrısı

Flashcards for dua, digital product

Şehr-i Ramazan