Web Taraycınız bu özelliği desteklemiyor
وَنَادَىٰٓ أَصْحَٰبُ ٱلنَّارِ أَصْحَٰبَ ٱلْجَنَّةِ أَنْ أَفِيضُوا۟ عَلَيْنَا مِنَ ٱلْمَآءِ أَوْ مِمَّا رَزَقَكُمُ ٱللَّهُ ۚ قَالُوٓا۟ إِنَّ ٱللَّهَ حَرَّمَهُمَا عَلَى ٱلْكَٰفِرِينَ
Ve nâdâ ashâbun nâri ashâbel cenneti en efîdû aleynâ minel mâi ev mimmâ rezekakumullâh(rezekakumullâhu), kâlû innallâhe harremehumâ alel kâfirîn(kâfirîne).
Cehennemlikler de cennetliklere, “Ne olur, sudan veya Allah’ın size verdiği rızıktan biraz da bizim üzerimize akıtın” diye çağrışırlar. Onlar, “Şüphesiz, Allah bunları kâfirlere haram kılmıştır” derler.
Türkçesi
Kökü
Arapçası
- ve seslendiler
- ن د و
- وَنَادَىٰ
- halkı
- ص ح ب
- أَصْحَابُ
- ateş
- ن و ر
- النَّارِ
- halkına
- ص ح ب
- أَصْحَابَ
- cennet
- ج ن ن
- الْجَنَّةِ
- diye
- أَنْ
- biraz da akıtın
- ف ي ض
- أَفِيضُوا
- bizim üzerimize
- عَلَيْنَا
- -dan
- مِنَ
- su(yunuz)-
- م و ه
- الْمَاءِ
- veya
- أَوْ
- مِمَّا
- size verdiği rızıktan
- ر ز ق
- رَزَقَكُمُ
- Allah’ın
- اللَّهُ
- dediler ki
- ق و ل
- قَالُوا
- şüphesiz
- إِنَّ
- Allah
- اللَّهَ
- bu ikisini haram etmiştir
- ح ر م
- حَرَّمَهُمَا
- üzerine
- عَلَى
- kafirler
- ك ف ر
- الْكَافِرِينَ