Fussilet Suresi Türkçe Meali

  • Fussilet  1: Ha, Mim.
  • Fussilet  2: Bu Kitab, Rahman ve Rahim olan Allah katından indirilmiştir.
  • Fussilet  3: Bilen bir toplum için ayetleri açıklanmış; arapça okunan bir Kitab´dır.
  • Fussilet  4: Müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir. Fakat insanların çoğu onu düşünüp kabul etmekten yüz çevirmiştir. Onlar işitmezler.
  • Fussilet  5: Dediler ki: «Ey Muhammed! Bizi çağırdığın şeye karşı kalbimiz kapalıdır, kulaklarımızda bir ağırlık ve seninle bizim aramızda bir perde vardır. Sen istediğini yap, biz de istediğimizi yapıyoruz.»
  • Fussilet  6: De ki: «Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Bana ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyediliyor. O´na yönelerek işlerinizi düzeltin, O´ndan mağfiret dileyin. O´na ortak koşanların vay haline!»
  • Fussilet  7: Onlar zekat vermezler ve ahireti de inkar ederler.
  • Fussilet  8: İnanıp iyi işler yapanlara gelince; onlar için kesintisiz mükafat vardır.
  • Fussilet  9: De ki: «Siz mi yeryüzünü iki günde yaratana nankörlük ediyor ve O´na ortaklar koşuyorsunuz? O alemlerin Rabb´idir.»
  • Fussilet  10: Yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Onda bereketler yarattı ve orada rızıklarını arayanlar için dört günde düzene koydu.
  • Fussilet  11: Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve yeryüzüne: «İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin» dedi. «İsteyerek geldik» dediler.
  • Fussilet  12: Böylece onları, iki gün içinde yedi gök var etti ve her göğün görevini vahyetti. Yakın göğü ışıklarla donattık ve bozulmaktan koruduk. İşte bu bilen, güçlü olan Allah kanunudur.
  • Fussilet  13: Eğer yüz çevirirlerse de ki: «Ben sizi Ad ve Semud kavimlerinin başlarına gelen yıldırıma benzer bir yıldırıma karşı uyardım.»
  • Fussilet  14: Onlara «Allah´tan başkasına kulluk etmeyin» diyerek önlerinden ve arkalarından peygamberler geldiği vakit, «Rabb´imiz dileseydi melekler indirirdi. Onun için biz sizinle gönderilen şeyleri inkar ediyoruz» demişlerdi.
  • Fussilet  15: Ad kavmi, yeryüzünde haksız olarak büyüklük tasladı ve: «Bizden daha kuvvetli kim var?» dediler. Onlar kendilerini yaratan Allah´ın kendilerinden daha kuvvetli olduğunu görmediler mi? Onlar bizim ayetlerimizi kasten inkar ediyorlardır.
  • Fussilet  16: Biz de onlara dünya hayatında rezillik azabını taddırmak için o uğursuz günlerde, üzerlerine dondurucu bir rüzgar gönderdik. Ahiret azabı ise daha da kepazeliktir ve onlara hiç yardım edilmez.
  • Fussilet  17: Semud kavmine gelince onlara doğru yolu gösterdik; fakat onlar, körlüğü doğru yola tercih ettiler. Böylece yaptıkları yüzünden alçaltıcı azab yıldırımı onları yakaladı.
  • Fussilet  18: İnananları ve Allah´a karşı gelmekten sakınmış olanları kurtardık.
  • Fussilet  19: Allah´ın düşmanları ateşe sürüldükleri gün toplanıp bir araya getirilirler.
  • Fussilet  20: Nihayet oraya vardıklarında kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları hakkında onların aleyhine şahitlik ettiler.
  • Fussilet  21: Derilerine: «Aleyhimize niçin şahidlik ettiniz?» derler. Derileri: «Her şeyi konuşturan Allah bizi konuşturdu. İlk defa sizi O yaratmıştı, işte O´na döndürülüyorsunuz» cevabını verirler.
  • Fussilet  22: Siz kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şahidlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıklarınızdan çoğunu Allah´ın bilemeyeceğini sanıyordunuz.
  • Fussilet  23: İşte Rabb´inize karşı beslediğiniz bu zannınız, sizi helak etti, ziyana uğrayanlardan olup çıktınız.
  • Fussilet  24: İster sabretsinler ister etmesinler, onların durağı ateştir. Hoş tutulmalarını isteseler de artık hoş tutulmazlar.
  • Fussilet  25: Biz onlara birtakım kötü arkadaşlar musallat ettik. Onların önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini onlara gösterdiler. Kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları için uygulanan söz (azap) kendilerine de geçerli olmuştur. Çünkü onlar hüsrana düşenlerdir.
  • Fussilet  26: İnkar edenler: «Bu Kur´an´ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki ona galip gelirsiniz» dediler.
  • Fussilet  27: İnkar edenlere şiddetli bir azab taddıracağız ve onları, yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız.
  • Fussilet  28: İşte böyle; Allah´ın düşmanlarının cezası ateştir. Ayetlerimizi bile bile inkar etmeleri karşılığı orası onların temelli kalacakları yerdir.
  • Fussilet  29: Ateşe giren kafirler derler ki: «Rabb´imiz cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları göster, onları ayaklarımızın altına alalım. Ki altta kalanlar olsunlar.»
  • Fussilet  30: Şüphesiz Rabb´imiz Allah´tır deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara «Korkmayın, üzülmeyin, size söz verilen cennetle sevinin!» derler.
  • Fussilet  31: Biz dünya hayatında da ahiret hayatında da sizin dostlarınızız. Orada canlarınızın çektiği ve istediğiniz her şey sizindir.
  • Fussilet  32: Bütün bunlar, O bağışlayan ve esirgeyen Allah´tan bir ağırlama olarak size lûtfedilmiştir.
  • Fussilet  33: İnsanları Allah´a çağıran, iyi iş yapan ve «Ben müslümanlardanım» diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?
  • Fussilet  34: İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel bir tavırla sav! O zaman bakarsın ki seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost oluvermiştir.
  • Fussilet  35: Bu haslete ancak sabredenler kavuşturulur. Buna ancak hayırda büyük pay sahibi olan kimse kavuşturulur.
  • Fussilet  36: Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah´a sığın. Çünkü O, işiten ve bilendir.
  • Fussilet  37: Gece, gündüz, güneş ve ay onun ayetlerindendir. Eğer Allah´a kulluk ediyorsanız, güneşe ve aya secde etmeyin. Onları yaratan Allah´a secde edin!
  • Fussilet  38: Eğer büyüklük taslarlarsa bilsinler ki, Rabb´inin yanında bulunanlar (melekler), gece gündüz O´nu tesbih ederler ve onlar hiç usanmazlar.
  • Fussilet  39: Onun ayetlerinden biri de şudur: Sen toprağı boynu bükük kupkuru görürsün. Onun üzerine suyu döktüğümüz zaman titreşir ve kabarır. Onu dirilten Allah elbette ölüleri de diriltir. O´nun herşeye gücü yeter.
  • Fussilet  40: Ayetlerimiz hakkında doğruluktan ayrılıp eğriliğe sapanlar bize gizli kalmazlar. O halde ateşin içine atılan mı daha iyidir, yoksa kıyamet günü güvenle gelen mi? Dilediğinizi yapın, O, yaptıklarınızı görmektedir.
  • Fussilet  41: Kendilerine gelen Kur´ân´ı inkar ettiler. Halbuki o yüce bir Kitab´dır.
  • Fussilet  42: Geçmişte ve gelecekte ona batıl karışmaz. Her yaptığını bir hikmete göre yapan ve övülmeye layık Allah katından indirilmiştir.
  • Fussilet  43: Ey Muhammed! Sana söylenen, senden önceki elçilere söylenmiş olandan başka birşey değildir. Senin Rabb´in hem bağışlama sahibi, hem de acı azap sahibidir.
  • Fussilet  44: Eğer biz bu Kur´ân´ı yabancı bir dilde okunan bir kitap yapsaydık derlerdi ki: «Ayetleri anlayacağımız bir şekilde açıklanmalı değil miydi? Muhatapları Arap olduğu halde Arapça olmayan kitap mı geldi?» De ki: «O mü´minler için doğru yolu gösteren bir kılavuz ve şifadır.» İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur´an, onlara bir körlüktür. Sanki onlar uzak bir yerden çağrılıyorlar.
  • Fussilet  45: Andolsun ki Musa´ya kitap vermiştik de onda ayrılığa düşmüşlerdi. Rabb´inin verilmiş bir sözü olmasaydı, aralarında hükmedilmiş olurdu. Doğrusu onlar, onun hakkında şüphe içindedirler.
  • Fussilet  46: Kim iyi bir iş yaparsa faydası kendisinedir ve kim kötülük yaparsa zararı kendisinedir. Rabb´in kullara zulmedici değildir.
  • Fussilet  47: Kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi O´na aittir. Allah´ın bilgisi dışında hiçbir ürün kabuğundan çıkmaz, hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz. Onlara: «Bana koştuğunuz ortaklar nerede?» diye seslenildiği gün: «Sana arz ederiz ki bizde hiçbir gören yok» derler.
  • Fussilet  48: Önceden yalvarıp durdukları tanrıları onlardan uzaklaşmıştır. Kendilerinin kaçacak yerlerinin olmadığını anlamışlardır.
  • Fussilet  49: İnsan hayır istemekten yorulmaz. Ancak kendisine bir şer dokundu mu hemen üzgündür, ümitsizdir.
  • Fussilet  50: Eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra biz ona bir rahmet taddırırsak: «Bu benim hakkımdır; kıyametin kopacağını sanmıyorum. Rabb´ime götürülmüş olsam bile muhakkak O´nun yanında benim için güzel şeyler vardır» der. Biz inkar edenlere, yaptıklarını mutlaka haber vereceğiz ve mutlaka onlara acı azabdan taddıracağız.
  • Fussilet  51: İnsana bir nimet verdik mi yüz çevirir; yan çizer. Ona bir şer dokundu mu yalvarıp durur.
  • Fussilet  52: De ki: «Kur ân Allah katından gelmiş olup da sizde onu inkar etmişseniz, söyleyin bana derin bir çıkmazda bulunan kimseden daha sapık kim vardır?»
  • Fussilet  53: Biz onlara iç ve dış alemdeki ayetlerimizi göstereceğiz ki, o Kur´an´ın gerçek olduğu, onlara iyice belli olsun. Rabb´inin her şeye şahit olması yetmez mi?
  • Fussilet  54: İyi bil ki onlar, Rabb´ine kavuşmaktan kuşku içindedirler. İyi bil ki O, herşeyi kuşatmıştır.
  • Yarınki hayatına şimdiden taşın.

    Vaktin Çağrısı

    Flashcards for dua, digital product

    Şehr-i Ramazan